Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 128

kontenjan sistemi * Dışarıdan yurda getirilecek malların tür ve niceliklerini sınırlandıran yöntem.
kontes * Kontun karısının taşıdığıunvan.
konteyner * Çeşitli eşyalarıtaşımak için uluslar arasıstandartlara göre yapılmış büyük sandık.
kontluk * Kont unvanına hak kazandıran yurtluk.
kontör * Konuşumluk.
kontra * Karşıt, karşı, aksi.
* Kontrplâk.
kontra gitmek * birine zıt gitmek.
kontra mizana * Dört direkli gemilerde en arkadaki direk.
kontralto * Kadın seslerinin en kalını.
* Sesi böyle olan sanatçı, alto.
kontrasomun * Kapıtokmağınıters döndüren somun.
kontrast * Karşıt, aykırı, zıt.
* Karşıtlık, aykırılık, zıtlık.
kontrat * Sözleşme.
kontrat yapmak * sözleşme yapmak.
kontratabla * (marangozlukta) Ağacın çalışma oranınıazaltmak ve zararsız duruma getirmek için çapraz yapıştırma
yöntemi ile hazırlanan tabla.
* Ağaç malzemenin biçim değiştirmesini önlemek için kör ağacın iki yüzüne, elyaf yönleri kör ağaca çapraz
veya 45° eğik, aynıkalınlıkta astar kaplama ve yüz kaplama yapıştırılarak elde edilen tabla.
kontratak * Karşıakın, karşısaldırı.
kontratlı * Sözleşmeli.
kontratsız * Sözleşmesiz.
kontrbas * Keman türünden, en kalın sesli yaylıçalgı.
* Kontrbas çalan kimse, kontrbasçı.
kontrbasçı * Kontrbas çalan sanatçı.
kontrfile * Kesim hayvanlarında, bel kemiğindeki dikensi çıkıntının iki yanında bulunan et dilimi.
kontrgerillâ * Gerillâ güçlerine karşı oluşturulmuşgüç.
kontrol * Bir işin doğru ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleme, denetim, denetleme.
* Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma.
* Yoklama, arama.
* Denetçi, kontrolör.
kontrol altına almak * hastalığıdurdurmak.
* yangınısöndürmek.
kontrol etmek * denetlemek.
* yoklamak, gözden geçirmek.
kontrol kalemi * Herhangi bir elektrik devresinin açık veya kapalı olduğunu içine yerleştirilmişküçük bir lâmbanın yanıp
sönmesiyle gösteren, ucu tornavidalı, kalem biçiminde araç.
kontrol kulesi * (hava alanında) Hava trafik kontrolü işlerinin yönetilmesi için yapılmış, çevrenin iyice göründüğü oldukça
yüksek kule.
kontrol saati * Bekçilerin belirli yerlerden geçişzamanlarını belirleyen alet.
kontrolcü * Kontrol yapan, denetçi, kontrolör.
kontrolör * Denetçi.
kontrolörlük * Denetçilik.
kontrpiye * Sporcunun yanılma hareketi.
kontrpiyede kalmak * futbolda kalecinin ters tarafa gitmesi veya hamle yapması.
kontrplâk * Telleri birbirine ters gelecek biçimde en az üç kaplamanın üst üste tutkallanmasından oluşan, ince, esnek
ve dayanıklıtahta.
kontrpuan * Çeşitli melodileri birbirine uydurma sanatı.
kontur * (resimde) Çevre çizgisi, nesneyi belirgin gösteren çizgi.
kontuvar * Bir memleketin, yabancı bir memleketteki ticaret acentası.
konu * Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu.
* Üzerinde konuşulan şey, bahis.
konu komşu * Bütün komşular, birbirine yakın yerde oturan kimseler.
konu mankeni * Geçmiş bir olayın gelişmesini ve sonucunu aynı biçimde yansıtmak üzere canlandıran kimse.
konuğu olmak * birine konuk olarak gidip kalmak.
konuk * Bir yere veya birinin evine kısa bir süre kalmak için gelen kimse, misafir, mihman.
* Konakçıya göre asalak.
konuk etmek * birini evinde bir süre ağırlamak.
konuk evi * Resmî veya özel kuruluşların kendi görevlilerinin yararlanması için yaptırdığıkonut, misafirhane.
konuk gelmek * bir yere veya birinin evine kısa bir süre kalmak için gelmek.
konuk köşesi * Konukların oturması için hazırlanmışözel yer, yiğit bucağı.
konuk olmak * bir yerde kısa bir süre ağırlanmak.
konuk sanatçı * Asıl programda olmayan, program dışıetkinliğe katılan sanatçı.
konukçu * Yabancıkonukların yanına verilen, onları gezdiren, onlarla ilgilenen kılavuz veya arkadaş, mihmandar.
konukçuluk * Konukçunun işi, mihmandarlık.
konuklama * Konuklamak işi.

Bir yanıt yazın