Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 154

kullanılmış * Az veya çok bir zaman için başkasının malı olmuş, yeni olmayan, müstamel.
kullanım * Kullanma, yararlanma, tasarruf.
kullanış * Kullanmak işi veya biçimi.
kullanışlı * Rahatça kullanılabilen.
kullanışsız * Kullanılması güç, kullanılmaya elverişli olmayan.
kullanma * Kullanmak işi, istimal.
kullanmak * Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak.
* Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak.
* İşletmek, değerlendirmek.
* Giymek, takmak.
* Bir şeye alışmışolmak, içmek.
* (kelime için) Yazmak, söylemek.
* Harcamak, sarf etmek.
* (birinden veya bir şeyden) Amacına ulaşmak için yararlanmak, onu amacına alet etmek, sömürmek,
istismar etmek.
* Araç veya aleti işletmek, yönetmek.
kullap * İplik üzerine sırma sarmaya yarar bir dolap.
* Bir tür menteşe.
kullaşma * Kullaşmak işi veya durumu.
kullaşmak * Kul durumuna gelmek.
kulluk * Kul olma durumu, kölelik.
* Kulun yaptığı iş.
* Kamu düzenini korumakla görevli daire, karakol.
kulluk etmek * kul olmak.
kulluk kölelik * Birinin buyruklarına boyun eğerek yaşama durumu.
kullukçu * Kullukta görevli yeniçeri.
kuloğlu * Ölen evli yeniçerilerin, babaları gibi, ocakta askerlik yapan çocukları.
kulp * Kapların, sap gibi halka biçiminde olan tutulacak yeri.
* Uydurma sebep, bahane.
kulp takmak * bir kimseyi, bir şeyi kusurlu göstermek için bahane, kusur bulmak.
kulplu * Kulpu olan, kulpu bulunan.
kulplu beygir * Jimnastik alıştırmalarında destek olarak kullanılan, gövdesinin ortasında gereğinde sökülüp takılabilen
yarım halka biçiminde aralıklı iki kulpu olan araç.
kulpsuz * Kulpu olmayan.
kulpunu bulmak * yapılacak uygunsuz bir işiçin, yasallığıtartışılabilecek bir çözüm yolu bulmak.
kuluçka * Civciv çıkarmış, yumurtaya yatmışveya yatmak üzere kızmışdurumda olan dişi kuşveya dişi kümes
hayvanı, gurk.
kuluçka devri * 343 kuluçka dönemi.
kuluçka dönemi * Civciv, yavru çıkarmak için, her tür kuşun yumurtalarıüstüne yatması gereken süre.
* Döllenmeden sonra canlı bir organizma oluncaya kadar geçen süre.
* Bir mikrobun vücuda girmesiyle hastalığın belirmesi arasında geçen süre.
kuluçka makinesi * Gereken sıcaklığısağlayacak düzeni bulunan ve çok sayıda civciv çıkarmaya yarayan araç.
kuluçka olmak * (dişi kuş) yumurtaya yatma zamanı gelmek.
kuluçkahane * Kuluçkalık.
kuluçkalık * Kuluçka olma durumu.
* Kuluçkada kullanılmaya elverişli.
kuluçkaya oturmak (veya yatmak) * dişi kuş civciv çıkarmak icin yumurtaların üzerine yatmak.
kulun * Doğumdan altıay sonra kadar olan erkek veya dişi at veya eşek yavrusu.
kulun atmak * (kısrak veya eşek) yavru düşürmek.
kulunç * Şiddetli ağrıve özellikle omuz ağrısı.
kulunç girmek * (bir organda veya vücut bölgesinde) birdenbire veya şiddetli sancı oluşmak, tutulmak.
kulunç kırmak * ağrıyan yeri ovmak.
kulunlama * Kulunlamak işi.
kulunlamak * Kısrak veya eşek yavrulamak.
kulunluk * Kısrak veya eşek gibi hayvanlarda döl yatağı.
kulunuz * alçak gönüllülük göstermişolmak için ben zamiri yerine kullanılırdı.
kulübe * Kerpiç, saman veya ağaçtan yapılmışküçük, basit, ilkel ev.
* Bir yeri beklemekle görevli kimsenin içinde bulunduğu küçük barınak.
* Hayvanlar için yapılmış barınak.
* Alçak gönüllülük göstermek amacıyla “ev” anlamında kullanılır.
kulüp * Görüşmek, konuşmak, okumak, spor yapmak gibi amaçlarla yalnız üye olanların toplandıklarıyer.
* Spor derneği.
kulüpçü * Kulüp işleten kimse.
kulüpçülük * Kulüp yanlısıve kulüp işleriyle uğraşan kimse.
kulüpler arası * Birçok kulübün takımlarınıkarşıkarşıya getiren sportif faaliyetler için kullanılır.
kulvar * Bazıyarışlarda koşucu veya yüzücünün koştuğu, yüzdüğü yarışşeridi.
kulyuç * Genişve derin ağızlımağara.
kum * Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan ufak, sert taneciklerin
bütünü.
* Armut, ayva gibi bazımeyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler.
* Vücuttaki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katıtanecikler.
kum balığı * Kum balığı gillerden, dişleri ve karın yüzgeçleri olmayan küçük bir balık (Ammodytes).
kum balığı giller * Kemikli balıklar takımının, kefallar alt takımına giren bir familya.
kum çölü * İnce kumla örtülü çöl.
kum engereği * Özellikle Balkanlarda görülen üçgen kafalı iri engerek (Vipera ammodytes).

Bir yanıt yazın