Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 161

kurtluk * Kurt olma durumu.
kurtpençesi * Kara buğdaygillerden 20-50 cm yükseklikte, pembe çiçekleri salkım biçiminde, sap ve kökünde bol tanen
bulunan çok yıllık otsu bir bitki (Polygonum bistorta).
kurtsuz * Kurdu olmayan.
kurttırnağı * 343 kurtpençesi.
kurtulma * Kurtulmak işi.
kurtulmak * Tehlikeli veya kötü bir durumu atlatmak.
* İstenmeyen, sıkıntıveren, hoşlanılmayan bir kimseden, bir yerden, bir durumdan uzaklaşmak.
* Doğurmak.
* (bir şey) Bulunduğu veya bağlı olduğu yerden ayrılmak.
* Bağınıkoparıp kaçmak.
kurtulmalık * Tutsak veya rehine olan birini kurtarmak için verilen para, fidye, fidyeinecat.
kurtuluş * Bir şeyden, bir yerden kurtulma, halâs, necat.
* Bir yerin düşman işgalinden kurtulma günü.
kuru * Suyu, nemi olmayan, yaşve nemli karşıtı.
* Yağışalmayan veya üzerinde bitki olmayan.
* Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı.
* (bitki için) Canlılığınıyitirmiş.
* Arık, sıska, lâgar, kaknem.
* Salgısı olmayan.
* Döşenmemiş, çıplak.
* Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek).
* Etkisi ve sonucu olmayan.
* Bazıdeyimlerde “yoksunluk, yoksulluk, yalnızlık” bildirir.
* Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze.
* Akıcı olmayan; duygudan yoksun.
* Kuru olan şey.
* Kuru fasulye yemeğinin kısa söylenişi.
kuru başına kalmak * hayatında veya yanında kimsesi kalmamak, kimsesiz, yalnız kalmak.
kuru çay * Yeşil çay yapraklarının çeşitli işlemlerden sonra satışa hazır durumu.
kuru çayır * Yaz aylarında bitkilerinin çoğunun kuruduğu tabiî çayır.
kuru çeşme * Suyu çekilmişçeşme.
kuru dere * Suyu olmayan dere.
kuru duvar * Taşların arasına harç konulmadan örülen duvar.
kuru ekmek * Katıksız ekmek.
kuru erik * Eriğin kurutulmuşu.
kuru fasulye * Fasulye bitkisinin beyaz tohumu.
* Fasulye tohumundan yapılan etli veya etsiz salçalı, sulu yemek.
* Yeşil kabuklarından ayıklanıp kurutulmuşfasulye.
kuru filtre * Hava içindeki kirleri, bezden torbalar yardımıyla ayıran süzgeç.
kuru gürültü * Gereksiz, önemsiz, sonu alınamayacak söz veya davranış.
kuru gürültüye pabuç bırakmamak * bir durum karşısında telâşsız, korkusuz, dilediğince davranmak.
kuru hasır (veya kilim) üstünde kalmak * aç, parasız, evsiz kalmak.
kuru hava * Nemi çok az olan hava.
kuru iftira * Gerçekle hiçbir ilişiği, hiçbir dayanağı olmayan iftira.
kuru incir * Özel olarak güneşte kurutulan incir.
kuru kafa * Başiskeleti.
* Akılsız kafa.
* Tırtıllarıpatates yaprağıyiyen, alt kanatlarısarı, üstü kahverengi bir tür kelebek (Acherantia adrophos).
kuru kahve * Dövülmüşveya çekilmişkahve.
kuru kahveci * Kuru kahve hazırlayıp satan kimse.
* Kuru kahve satılan yer.
kuru kahvecilik * Kuru kahve yapma veya satma işi.
kuru kalabalık * Hiçbir işyapmayan insan topluluğu.
* Hiçbir işe yaramayan, kırık dökük eşya.
kuru kayısı * Kayısının kurutulmuşu.
kuru kemik * Çok zayıf kimse.
kuru köfte * Kıyma ve ekmek içi ile yapılıp tavada kızartılan köfte.
kuru kuruya * Boşuna, boşu boşuna, yararsız yere.
* Kuru olarak, yanında başka bir içecek veya yiyecek olmaksızın.
kuru kuyu * Pis suyun toprak altına sızdırılmasında kullanılan, duvarlarıharçsız kuyu.
kuru lâf * Gerçekleşmeyeceği belli olan boşve anlamsız söz.
kuru meyve * Yaşmeyvenin kurutulmuşu.
* Olgunlaşınca dışkabuğu kuruyan meyve.
kuru öksürük * Balgam çıkarılmayan öksürük.
kuru pasta * Tuzlu veya tatlı, kremasız çörek.
kuru pil * Akıntıyapmaması için elektroliti soğurucu bir maddeyle kaplıpil.
kuru sebze * Yaşsebzelerin kurutulmuşu.
kuru sıkı * Yalnız barutla sıkılanmıştüfek veya fişek dolgusu.
* Korku vermek veya yıldırmak için söylenen söz, yapılan davranış, blöf.
kuru soğan * Toprak altında kalan yumru soğanın kurutulmuşu.
kuru soğuk * Yağışsız havadaki sert soğuk.
kuru söz * Gerçekle ilgisi olmayan, değer taşımayan boşsöz.
kuru tahtada kalmak * eşyasıelinden gitmek, çıplak evde oturma durumunda kalmak.
kuru tarım * Kurak veya yarıkurak bölgelerde, sulama yapmadan tarladan ürün alınmasıyollarını gösteren tarımsal
tekniklerin bütünü, kuru ziraat.
kuru temizleme * Kimyasal maddelerle veya buharla giysi, eşya vb. yi temizleme, ütüleme.
kuru temizleyici * Kuru temizleme yapan kimse.
kuru üzüm * Haşlanıp ardından güneşte kurutulmak suretiyle hazırlanan iri veya küçük taneli üzüm.
* Yaşüzümün kurutulmuşu.

Bir yanıt yazın