Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 177

kütüğe geçirmek * ana deftere yazmak.
kütük * Kalın ağaç gövdesi.
* Kesilmişağaç gövdesi.
* Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü.
* Asma fidanı.
* Resmî kayıt defteri, ana defter.
* Görgüsüz, kaba (kimse).
kütük gibi * çok şişmiş.
* çok sarhoş.
kütükleşme * Kütükleşmek işi.
kütükleşmek * Sert ve duygusuz bir duruma gelmek.
kütüklük * İçine şarjöre geçirilmiştüfek fişeği konulan ve palaska kayışına geçirilen kösele çanta, fişeklik.
kütüphane * Kuruluşamaç ve görevine uygun kitap, film, plâk gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan,
düzenleyen ve genel olarak ilgilenen okurlara sunan kuruluş.
* Kitap satılan dükkân, kitap evi.
kütüphaneci * Kitaplıkta görevli kimse.
* Kitaplık bilimci.
* Kitap evi sahibi, kitapçı.
kütüphanecilik * Kitaplık görevlisinin işi.
* Kitaplık bilimi.
kütür kütür * Elma, ayva, karpuz gibi gevrek meyveler kesilir veya ısırılırken çıkan sesi anlatır.
* Bu türlü ses çıkaran, taze.
kütürdeme * Kütürdemek işi.
kütürdemek * Kütür kütür diye ses çıkarmak.
kütürdetme * Kütürdetmek işi.
kütürdetmek * Kütür kütür diye ses çıkartmak.
kütürtü * Kütür kütür diye çıkan ses.
küvet * İçinde bazışeyler veya el yıkanan kap.
* Banyoda içinde yıkanılan tekne.
Küveytli * Küveyt halkından olan.

Bir yanıt yazın