Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 36

kapılandırma * Kapılandırmak işi veya durumu.
kapılandırmak * Kapılanmasını sağlamak.
kapılanma * Kapılanmak işi.
kapılanmak * Bir işe girmek; o işte uzun süre kalmak.
kapılar yüzüne (üzerine, üstüne) kapanmak * istenilen şeye ulaşma imkânıverilmemek.
kapılarıaçık tutmak * herhangi bir konuda ilişkiyi kesmeden anlaşma ortamınısürdürmeye çalışmak.
kapılarıkapamak * bütün ilişkileri kesmek veya anlaşma ortamını ortadan kaldırmak.
kapılgan * Kolayca etkilenen, her şeye çabuk kapılan.
kapılganlık * Kapılgan olma durumu.
kapılı * Kapısı olan.
* Bir işte çalışan; özellikle resmî bir işte çalışan.
kapılış * Kapılmak işi veya biçimi.
kapılma * Kapılmak işi.
kapılmak * Kapmak işine konu olmak.
* Sürüklenmek.
* Birine güvenip boş bulunarak aldanmak.
* Tutulmak, bağlanmak.
* Bir şeyin veya kimsenin güçlü etkisinde kalmak.
kapının ipini çekmek * Bkz. kırk kapının ipini çekmek.
kapıp koyuvermek * ihmal etmek.
kapısıaçık * konuksever.
kapısıaçık * Her isteyenin geldiği, konuk olduğu yer.
kapısına kilit vurmak * girilip çıkılmasınıönlemek için bir yeri kapamak.
* bir yerin çalışmasına son vermek.
kapısınıaşındırmak * yanına çok sık gitmek.
kapısınıçalmak * (birine) başvurmak.
kapısınıyapmak * Bkz. kapıyapmak.
kapısız * Kapısı olmayan.
* Bir işi olmayan.
kapış * Kapmak işi veya biçimi.
* Kapışma.
kapışkapış * Büyük bir istek göstererek.
kapışkapışgitmek * çok çabuk satılmak, çok istenir olmak.
kapışkapışyapmak * üstüne atılmak, rağbet göstermek.
kapışılma * Kapışılmak işi.
kapışılmak * Kapışmak işi yapılmak.
* Çok istenilmek.
kapışma * Kapışmak işi.
kapışmak * Birlikte bir şeyin üzerine üşüşüp aceleyle almak, kapmak.
* Kavgaya tutuşmak.
* Kavgaya girmek.
* (güreşte) Hırsla güreşe girmek.
kapıştırma * Kapıştırmak işi.
kapıştırmak * Kapışmak işini yaptırmak veya bu işin yapılmasına sebep olmak.
kapıya dayanmak * gelip çatmak.
* bir şey elde etmek için bir yeri, bir kimseyi zorlamak, göz korkutmak.
kapıyıaçmak * bir işe veya bir konuya öncelikli olarak başlamak.
* bir işte başkalarına örnek olmak.
kapıyı büyük açmak * çok masraflı bir işe girişmek veya hesapsız harcamak.
kapıyı göstermek * kovmak, uzaklaştırmak.
kapik * Rublenin yüzde biri değerindeki para.
kapital * Sermaye, ana mal.
kapitalist * Sermayedar, ana malcı.
kapitalistleşme * Kapitalistleşmek durumu.
kapitalistleşmek * Kapitalist duruma gelmek.
kapitalistleştirme * Kapitalistleştirmek işi.
kapitalistleştirmek * Kapitalist duruma getirmek.
kapitalizasyon * Anaparaya dönüştürmek işi.
kapitalizm * Anamalcılık.
kapitone * İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyasıyapımında kullanılan
kumaş.
* Bu kumaştan yapılmışveya bu biçimde dikilmiş.
kapitülâsyon * Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları.
kapkaç * Kapıp kaçmak yoluyla yapılan bir çeşit hırsızlık.
kapkaççı * Belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse).
* Üstünkörü işgören, işe gereken önemi vermeyen, baştansavma, alelâde.
kapkaççılık * Kapkaççı olma durumu.

Bir yanıt yazın