kapılandırma | * Kapılandırmak işi veya durumu. |
kapılandırmak | * Kapılanmasını sağlamak. |
kapılanma | * Kapılanmak işi. |
kapılanmak | * Bir işe girmek; o işte uzun süre kalmak. |
kapılar yüzüne (üzerine, üstüne) kapanmak | * istenilen şeye ulaşma imkânıverilmemek. |
kapılarıaçık tutmak | * herhangi bir konuda ilişkiyi kesmeden anlaşma ortamınısürdürmeye çalışmak. |
kapılarıkapamak | * bütün ilişkileri kesmek veya anlaşma ortamını ortadan kaldırmak. |
kapılgan | * Kolayca etkilenen, her şeye çabuk kapılan. |
kapılganlık | * Kapılgan olma durumu. |
kapılı | * Kapısı olan. * Bir işte çalışan; özellikle resmî bir işte çalışan. |
kapılış | * Kapılmak işi veya biçimi. |
kapılma | * Kapılmak işi. |
kapılmak | * Kapmak işine konu olmak. * Sürüklenmek. * Birine güvenip boş bulunarak aldanmak. * Tutulmak, bağlanmak. * Bir şeyin veya kimsenin güçlü etkisinde kalmak. |
kapının ipini çekmek | * Bkz. kırk kapının ipini çekmek. |
kapıp koyuvermek | * ihmal etmek. |
kapısıaçık | * konuksever. |
kapısıaçık | * Her isteyenin geldiği, konuk olduğu yer. |
kapısına kilit vurmak | * girilip çıkılmasınıönlemek için bir yeri kapamak. * bir yerin çalışmasına son vermek. |
kapısınıaşındırmak | * yanına çok sık gitmek. |
kapısınıçalmak | * (birine) başvurmak. |
kapısınıyapmak | * Bkz. kapıyapmak. |
kapısız | * Kapısı olmayan. * Bir işi olmayan. |
kapış | * Kapmak işi veya biçimi. * Kapışma. |
kapışkapış | * Büyük bir istek göstererek. |
kapışkapışgitmek | * çok çabuk satılmak, çok istenir olmak. |
kapışkapışyapmak | * üstüne atılmak, rağbet göstermek. |
kapışılma | * Kapışılmak işi. |
kapışılmak | * Kapışmak işi yapılmak. * Çok istenilmek. |
kapışma | * Kapışmak işi. |
kapışmak | * Birlikte bir şeyin üzerine üşüşüp aceleyle almak, kapmak. * Kavgaya tutuşmak. * Kavgaya girmek. * (güreşte) Hırsla güreşe girmek. |
kapıştırma | * Kapıştırmak işi. |
kapıştırmak | * Kapışmak işini yaptırmak veya bu işin yapılmasına sebep olmak. |
kapıya dayanmak | * gelip çatmak. * bir şey elde etmek için bir yeri, bir kimseyi zorlamak, göz korkutmak. |
kapıyıaçmak | * bir işe veya bir konuya öncelikli olarak başlamak. * bir işte başkalarına örnek olmak. |
kapıyı büyük açmak | * çok masraflı bir işe girişmek veya hesapsız harcamak. |
kapıyı göstermek | * kovmak, uzaklaştırmak. |
kapik | * Rublenin yüzde biri değerindeki para. |
kapital | * Sermaye, ana mal. |
kapitalist | * Sermayedar, ana malcı. |
kapitalistleşme | * Kapitalistleşmek durumu. |
kapitalistleşmek | * Kapitalist duruma gelmek. |
kapitalistleştirme | * Kapitalistleştirmek işi. |
kapitalistleştirmek | * Kapitalist duruma getirmek. |
kapitalizasyon | * Anaparaya dönüştürmek işi. |
kapitalizm | * Anamalcılık. |
kapitone | * İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyasıyapımında kullanılan kumaş. * Bu kumaştan yapılmışveya bu biçimde dikilmiş. |
kapitülâsyon | * Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları. |
kapkaç | * Kapıp kaçmak yoluyla yapılan bir çeşit hırsızlık. |
kapkaççı | * Belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse). * Üstünkörü işgören, işe gereken önemi vermeyen, baştansavma, alelâde. |
kapkaççılık | * Kapkaççı olma durumu. |
Kategoriler