Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 39

kara ağızlı * Kara çalıcı, iftira eden.
kara baht * Kara yazı.
kara borsa * Piyasada olmayan malın gizlice yüksek fiyatla alınıp satılması işi.
kara borsacı * Kara borsacılık yapan kimse.
kara borsacılık * Kara borsacı olma durumu.
kara borsaya düşmek * bir mal gizlice alınıp satılır olmak.
kara boya * Zaç yağı, sülfürik asit.
kara bulut * Koyu esmer renkte büyük yağmur bulutu, nimbus.
kara cahil * Çok cahil.
kara cümle * Aritmetikte dört işlem.
kara çalmak * birine iftira etmek.
kara çavuş * Bir tür üzüm.
kara damaklı * İnatçı, aksi.
kara davar * Her yaştaki kıl keçi veya kıl keçi sürüsü.
kara düzen * Halk müziğinde bağlama çalıştürlerinden biri.
kara elmas * Kayalarıdelmekte kullanılan siyah elmas, karbonado.
* Maden kömürü.
kara et * Kastan oluşan yağsız et.
Kara Evli * Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.
kara fırın * İçinde odun yakılmak suretiyle ekmek pişirilen, yüksek ateşe dayanıklıtuğlalardan yapılmışve pişirme
süresi modern fırınlardan daha uzun olan fırın, taşfırın.
kara gün * Üzüntülü, sıkıntılızaman.
kara gün dostu * Sıkıntılı günlerde de dostluğunu sürdüren ve yardımcı olan kimse.
kara haber * Ölüm veya felâket haberi.
* Kötü, üzücü veya sıkıntıyaratan haber, bilgi.
kara haber tez duyulur * kötü haber çabuk duyulur.
kara humma * Tifo.
kara iklimi * Gece ile gündüz, yaz ile kışarasındali sıcaklık farkıçok, yağışıaz iklim.
kara kafalı * BatıAvrupa ülkelerindeki insanların oralarda çalışan Türk işçilerine taktıklarıad.
kara kalem * Resim yapmada kullanılan kömür kalem.
* Kömür kalemiyle yapılan (resim).
kara kaplıkitap * Tanık olarak alınan kitap.
kara kara düşünmek * çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak.
kara kaş * Kaşlarıkara ve gür olan.
kara kedi geçmek * birbirinden soğumak, aralarına soğukluk girmek.
kara kehribar * Süs eşyasıyapımında kullanılan parlak, siyah linyit, oksidiyon taşı.
kara keme * Yer mantarı.
kara kış * Kışortası, kışın en şiddetli zamanı, zemheri.
* Çok sıkıntılıdurum veya zaman.
kara koca * Saçıağarmamışyaşlıkimse.
kara kovan * Arıların fennî kovan yerine içine petek oluşturduklarısazdan, çamurdan veya sepetten kovan.
kara kullukçu * Yeniçeri ocağı bölüklerinde odalarıve odaya gelen konukların ayakkabılarınıtemizlemek, yemek kaplarını
yıkamak gibi işlerle görevli er.
kara kurbağası * Kurbağalardan, karalarda yaşayan, yumurtalarınısuya bırakan amfibyum.
kara kuru * Esmer ve zayıf.
kara kusmuk * İçinde bol kara kan bulunan kusmuk.
kara kutu * Uçaklarda pilotların konuşmalarınıve kuleden gelen mesajlarıalıp saklayan bir araç.
kara kuvvet * Din bağnazlığının oluşturduğu gerici ve tehlikeli güç.
kara kuvvetleri * Bir ülkeyi karadan gelecek saldırıve tehlikeye karşıkorumak amacı ile kurulan askerî teşkilât.
* Silâhlıkuvvetler içinde yer alan kara ordularının tümü.
kara liste * Zararlıveya sakıncalıdiye belirlenen veya cezalandırılmalarıdüşünülen kimselerin listesi.
kara maşa * Zayıf, esmer, ufak tefek kadın.
kara mili * 1609 m uzunluğundaki ölçü.
kara mizah * Yalnız güldürmeyi değil, daha çok düşündürmeyi ve yergiyi amaçlayan mizah.
kara para * Yasa dışıyollardan sağlanan kazanç.
kara pazar * Piyasada olmayan malların gizli olarak yüksek fiyatla satıldığıyer.
kara saban * Derine inemediği için toprağın altını gereği kadar üstüne getiremeyen ilkel bir saban.

Bir yanıt yazın