Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 49

karikatür * İnsan ve toplumla ilgili her tür olayıkonu alarak abartılı bir biçimde belirten, düşündürücü ve güldürücü
resim.
* Beceriksizce yapılmışşey, taslak.
karikatürcü * Karikatür çizen sanatçı, karikatürist.
karikatürcülük * Karikatür çizme sanatı.
karikatürist * Karikatürcü.
karikatürize * Karikatür durumuna getirilmişolan.
karikatürize etmek * karikatürleştirmek.
karikatürleştirme * Karikatürleştirmek işi.
karikatürleştirmek * Karikatür durumuna getirmek.
* Bir şeyin, bir olayın belirtilmesi gereken özelliklerini bozarak, yererek, gülünç duruma getirerek anlatmak.
karikatürlük * Karikatür çizmeye yarayan araç, gereç, karikatür yapmak için kullanılan malzeme.
* Karikatür konusunu oluşturan olay.
* Karikatür olma durumu.
karina * Gemi omurgası.
* Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü.
karina etmek (veya karinaya basmak) * gemiyi karinası ortaya çıkacak biçimde bir yanıüzerine yatırmak.
karinalılar * Omurgalıhayvanlardan kuşlar sınıfının hemen bütün kuşları içine alan büyük bir bölümü.
karine * Karışık bir işveya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu.
* Belirti.
karine ile anlamak * sözün gelişinden çıkarmak.
kariyer * Meslek, uzmanlık.
kariyer yapmak * uzmanlık alanında çalışmak, uzmanlaşmak, ihtisas yapmak.
karizma * Büyüleyicilik, etkileyicilik.
karizmatik * Büyüleyici, etkileyici.
karkara * Uzun bacaklılardan, bataklık bölgelerde yaşayan, kışısıcak ülkelerde geçiren, başısorguçlu turna.
karkas * Demirli betonla yapılmışyapı.
* Kemikli sığır eti.
karlama * Karlamak işi.
karlamak * Kar yağmak.
karlanma * Karlanmak işi veya durumu.
karlanmak * Kar ile örtülmek, kar ile kaplanmak.
karlı * Üstünde kar bulunan.
* Kar yağan.
kârlı * Kârı olan, kazançlı.
kârlı iş * İyi para getiren işveya çalışma alanı.
karlık * Kar kuyusu.
* Dışıhasır örgüsüyle kaplı, içinde kar veya buz koymak için bölmesi bulunan, soğutucu olarak kullanılan
büyük şişe.
Karluk * Eski Türk boylarından biri.
karma * Karmak işi.
* Ayrıtürden olan öğelerin karıştırılmasıyla oluşmuş, muhtelit.
karma eğitim * Erkek ve kız öğrencilerin aynı okulda bir arada okumalarınısağlayan eğitim.
karma ekonomi * Özel ve kamu kesimlerini kaynaştırma amacını güden, her iki kesimin birlikte girişimlerini ön gören
ekonomi siyaseti.
karma okul * Karma eğitim uygulanan okul.
karma sergi * Birçok ressamın eserlerini sergilediği yer.
karma tamlama * İsim tamlamasındaki isimlerden birinin veya ikisinin sıfat almasıyla kurulan tamlama: Tok evin aç kedisi.
Yeşil köşkün lâmbası gibi.
karmaç * Yapı işlerinde harcıkarmaya yarayan alet, mikser.
karmak * Karıştırmak, bibirine katmak.
* Toz durumundaki bir şeyi sıvı ile karıştırarak çamur veya hamur durumuna getirmek.
karmakarış * Çok karışık, karmakarışık.
karmakarışetmek * çok karışık duruma getirmek.
karmakarışolmak * çok karışık duruma gelmek.
karmakarışık * Dağınık, düzensiz, çok karışık.
* Huzursuz, kararsız, karmaşık.
karmakarışık etmek * çok karışık duruma getirmek.
karmakarışık olmak * çok karışık duruma gelmek.
karmalık * Karma olma durumu.
karman çorman * Çok karışık ve düzensiz.
karman çorman etmek * çok karışık ve düzensiz duruma getirmek.
karman çorman olmak * çok karışık ve düzensiz duruma gelmek.
karmanyola * Şehir içinde ıssız yolda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk.
karmanyolacı * Karmanyola yoluyla adam soyan kimse.
karmanyolacılık * Karmanyolacı olma durumu.
* Karmanyola yoluyla soygun yapma işi.

Bir yanıt yazın