kafa içi | * Bkz. kafatası. |
kafa işçisi | * Beyin gücü ile ortaya eser koyan, araştıran, inceleyip eleştiren kimse. |
kafa kafaya vermek | * iki veya birkaç kişi bir kenara çekilip konuşmak. * baş başa vermek. |
kafa kâğıdı | * Nüfus cüzdanı, nüfus kâğıdı, hüviyet. |
kafa kalmamak | * zihin yorularak çalışmaz olmak. |
kafa koçanı | * Bkz. kafa kâğıdı. |
kafa kol | * Güreşte bir tür oyun. |
kafa kola almak | * güreşte kafa ve kolu birlikte kavrayarak rakibi çevirmek. * etkisi altına alıp kandırmak. |
kafa patlatmak | * bir konu üzerinde pek çok düşünmek. |
kafa sallamak | * ikaz etmek için başını iki yana veya öne arkaya hafifçe eğmek. * başsallamak. * doğru veya yanlışher şeye evet demek. |
kafa şişirmek | * gürültü veya gevezelikle bir kimseyi tedirgin etmek. |
kafa tutmak | * boyun eğmemek, karşı gelmek, diklenmek. |
kafa ütülemek | * çok lâf edip tedirgin etmek. |
kafa yapmak | * dalga geçmek. |
kafa yok! | * akıl, düşünce yok; akılsız!. |
kafa yormak | * bir iş, bir konu üzerinde çokça düşünmek. |
kafaca | * Kafa bakımından, düşünceye göre. |
kafadan | * zihinden, belleğini kullanarak. |
kafadan atmak | * bir konu üzerinde inceleme yapmadan, rastgele konuşmak, uydurmak. |
kafadan bacaklılar | * Yumuşakçaların, baş bölgelerinde sert bir gagasıve çekmenli sekiz kolu bulunan önemli bir sınıfı. |
kafadan gayri müsellâh | * akılsız, aklında bozukluk olan. |
kafadan kontak | * Düşüncesiz, mantıksız işgören. |
kafadar | * Görüşve anlayışları birbirine uyan kimselerden her biri. |
kafadarlık | * Kafadar olma durumu. |
kafadaş | * Kafadar. |
kafadaşlık | * Kafadaşolma durumu. |
kafalı | * Kafası olan. * Kafasıherhangi bir biçimde olan. * Bilgili, kavrayışlıve anlayışlı. |
kafasıalmamak | * anlayamamak, kavrayamamak. * zihin yorgunluğu sebebiyle anlayamaz duruma gelmek. * olabileceğine inanmamak. |
kafası boş | * Cahil. |
kafası bozulmak | * öfkelenmek, kızmak. |
kafası bulanmak | * bir olay karşısında aklıkarışmak, anlayamaz, kavrayamaz duruma gelmek. |
kafası bulutlu | * Biraz, sarhoş. |
kafasıçalışmak | * Bkz. kafası işlemek. |
kafasıçatlak | * Yarıdeli, aptal. |
kafasıdönmek | * (sıkışık bir durumda) sersemlemek. * kızıp öfkelenmek. |
kafasıdumanlanmak | * çok dalgın olmak. * sarhoşolmak. * esrar içmişolmak. |
kafasıdumanlı | * Hafif sarhoş. * Çözemediği karışık düşüncelerle kafasıyorgun. |
kafasıdurmak | * zihin yorgunluğundan düşünemez olmak. |
kafasıdüzelmek | * doğruyu ve iyiyi bulmak. |
kafası ile oynamak | * takım sporlarında arkadaşlarının durumunu göz önünde tutarak, en iyi fırsatıdeğerlendirecek, iyice düşünerek, bedenini fazla yormadan oynamak. |
kafası işlemek | * aklı, zekâsıyerinde olmak, bir konu üzerinde iyi düşünebilir olmak, kafasıçalışmak. |
kafası iyi | * İçkiden veya esrardan sarhoşolan (kimse). |
kafasıkazan olmak | * Bkz. kafasışişmek. |
kafasıkıyak | * Kafası iyi. |
kafasıkızmak | * öfkelenmek. |
kafasıkontak | * Deli, çıldırmış, çılgın. |
kafasıküflü | * Çağının gerisinde kalmış, gerici. |
kafasıörümcekli | * Düşüncesiz, kaba, anlayışsız. * Gerici. |
kafasısersem sepet (olmak) | * gürültü ve uğultudan zihni yorulmuş(olmak). |
kafasışişmek | * zihni yorulmak. * gürültüden tedirgin olmak. |
Kategoriler