Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 10

lekesiz * Lekesi olmayan, tertemiz.
* Namuslu.
leksikbirim * Sözlük birimi.
leksikograf * Sözlük yazarı, sözlükçü.
leksikografi * Sözlük yazarlığı; sözlük bilgisi.
leksikolog * Sözlük bilimci.
leksikoloji * Sözlük bilimi.
lektör * (üniversitede) Okutman.
* Yayın evlerinde yayınlanmasıdüşünülen eserleri inceleyerek değerlendiren okuyucu.
lektörlük * Okutmanlık.
lemis * El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma.
lenduha * Çok iri ve kaba (şey).
lenf * Lenf damarlarında dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plâzmasıve lenfositten
oluşan saydam, sarırenkte bir sıvı, ak kan.
lenfa * Lenf.
lenfatik * Lenfle ilgili olan.
* Lenfatizme tutulmuşolan (kimse).
lenfatizm * Vitamin azlığından veya lenf boğumlarının hacminin artmasından doğan, derinin aşırı beyazlığı, tenin çok
yumuşak olması, ayaklarda şişme ve boyundaki bezlerde büyüme gibi belirtilerle kendini gösteren bir hastalık.
lenfosit * Kanda, kemik iliğinde, lenfte bulunan, tek ve çok iri çekirdekli, küçük, renksiz bir kan hücresi.
lenger * Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap.
* Bir lengerin alabileceği miktarda olan.
* Gemi demiri.
lengüistik * Bkz. Dil bilimi.
Leninci * Leninciliği benimsemişveya Lenincilik yanlısıkimse.
Lenincilik * Lenin’in düşüncelerine dayanan bir akım.
Leninist * Leninci.
Leninizm * Lenincilik.
lens * Mercek.
* Bkz. Kontak lens.
lento * Bir parçanın ağır çalınacağınıanlatır.
* Bu tempoda çalınan parça.
lento * Kapıve pencerelerin ağaç, taşveya betondan üst eşiği, boyunduruk.
leopar * Pars.
lepiska * Leipzig şehrinde üretilen ipek.
* Uzun, sarıve yumuşak (saç için).
lepra * Cüzam.
lerzan * Titrek.
lerze * Titreme, titreyiş.
lesepase * Bir sınırdan geçebilmek için verilen yazılı izin.
* Bu izni gösteren belge.
leş * Kokmuşhayvan ölüsü.
* Çok kötü kokan (şey).
leşgibi * (yer için) çok pis.
* (koku için) rahatsız edici, ağır.
* tembel veya çok yorgun.
leşgibi sarhoş * kör kütük sarhoş, çok sarhoş.
leşgibi serilmek * kollarını bacaklarınıyayarak kımıldamadan yatmak.
leşkargası * Kargagillerden, Avrupa ve Asya’da orman, çayır ve bahçelerde yaşayan, başıkara, vücudu kül rengi bir kuş
(Corvus cornis).
leş cil * Leşle beslenen (hayvan).
leş cil akbaba * Tüyleri beyazımsı, kanat uçlarısiyah, çıplak başlıküçük akbaba.
leşini çıkarmak * çok dövmek, adamakıllıdövmek.
leşini sermek * (göz dağı olarak) öldürmek.
leşker * Asker.
* Ordu.
letafet * Güzellik, hoşluk.
* Yumuşaklık, incelik.
letarji * Yaşama işlevlerinin çok zayıfladığı, çok derin ve sürekli patolojik uyku durumu.
Letçe * Leton dili.
Leton dili * Letonya’da kullanılan dil.
leva * Bulgar para birimi.
Levanten * Yakın Doğuda yerleşmişveya evlenerek soyu karışmışAvrupa asıllıkimse.
* (küçük l ile)Levantene özgü olan.
levanti * Bir rüzgâr türü.
levazım * Değişik işkollarında gerekli olan şeyler, araç ve gereçler.
* Gerekli araç ve gereçleri sağlayan büro.
* Ordunun lojistik hizmetinde bulunan bütün malzeme veya bu malzemeyi sağlayan bölüm.
levazım bölüğü * Levazım işleriyle uğraşan askerî birlik.
levazım sınıfı * Silâhlıkuvvetlerin, silâh ve cephanenin dışında kalan yiyecek, giyecek gibi ihtiyaçlarınısağlayan asker sınıfı.

Bir yanıt yazın