linet | * Sürgün. |
linin | * Hücre çekirdeğinde bulunan ve kromatin tanelerini taşıyan ağbiçimindeki ipliksi yapıya verilen ad. |
link | * Atın eşkin yürüyüşü. |
link | * İletişim dizgesi birliği. |
linolyum | * Yer döşemesi olarak kullanılan, üzeri keten yağıve mantar tozuyla kaplanmışjüt bezi, muşamba. |
linotip | * Basım evinde harfleri dizen ve satırları blok durumunda döken dizgi makinesi. |
linyit | * Birleşimindeki karbon oranı% 60, 70 olan, kahverengi veya siyah taşıl kömür. |
lipari | * Çirozluktan sonra yağlanmaya başlayan uskumru. |
liparit | * Riyolit. |
lipit | * Her tür organik yağa verilen ad. |
lipom | * Yağdokusunun, bulunduğu yerde büyümesiyle oluşan zararsız ur, yağuru. |
lipsos | * İskorpitgillerden, Akdeniz ve Atlas Okyanusu’nda yaşayan, yüzgeçlerindeki dikenlerde yaralara sebep olan bir zehir bulunan, 40 cm uzunluğunda, eti çok beğenilen bir balık (Scorpaena porcus). |
lir | * Kaynağımitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı. |
lira | * Yüz kuruşdeğerinde Türk para birimi. * Bazıülkelerin para birimlerini de gösterir. * Yedi gram ağırlığında altın sikke. |
liralık | * Herhangi bir lira değerinde olan. * Lira. |
liret | * İtalyan para birimi. |
lirik | * Coşkun, ilhamla dolu. * Eski Yunan edebiyatında lir eşliğinde söylenen (şiir). * Çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duygularıdile getiren edebiyat. |
lirik şiir | * Yunanlılarda lir eşliğinde okunan şiir. * Coşkun ve ateşli bir anlatımı olan, toplumun ortak veyaşairin kişisel duygularınıyansıtan şiir. |
lirizm | * Kişisel duyguların ilham yolu ile coşkulu ve etkili anlatımı. |
lisan | * Dil, zeban. |
lisana gelmek | * (konuşmaz şeyler) konuşmaya başlamak, dile gelmek, dillenmek. |
lisanıhâl | * Hâl diliyle, davranışla düşünce ve istenileni anlatma. |
lisanımünasip | * Karşısındakinin kolayca anlayabileceği dil ve uslûp. |
lisanî | * Dille ilgili. |
lisaniyat | * Dil bilimi; lengüistik, filoloji. |
lisans | * Genellikle dört yıl süren üniversite veya yüksek okul öğrenimi. * Bu öğrenim sonunda elde edilen ve diploma ile belgelendirilen akademik derece. * Yurda mal sokma veya yurttan mal çıkarma izni. * Bir malıyabancıfirma adına üretme izni. * Bir sporcunun resmî yarışmalara katılabilmesi için spor federasyonunun kendisine verdiği kayıt fişi veya kimlik kartı. |
lisansiyer | * Üniversitede okuyan öğrenci. |
lisanslı | * Lisansı olan. |
lisansüstü | * Lisans eğitimi sonrası. |
lisansüstü eğitim | * Lisans eğitimi bittikten sonra yapılan yüksek öğretim. |
lise | * Sekiz yıllık ilköğretimden sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yüksek öğretime hazırlayan orta öğretim kurumu. |
liseli | * Lise öğrencisi. |
liste | * Alt alta yazılmışşeylerin bütünü. |
liste başı | * Herhangi bir seçimde, listenin en başında olan isim. |
listeci | * Liste yapan kimse. * İnternet aracılığıyla, alıcıya gönderilen mesaj, mektup veya dosyaları düzenli bir biçimde listeleyen düzenek. |
listeleme | * Listelemek işi veya durumu. |
listelemek | * Liste durumuna getirmek. |
literatür | * Edebiyat, yazın. * Herhangi bir bilim dalında yazılmışolan yazıveya eserlerin bütünü. |
litografi | * Bkz. litografya. |
litografya | * Taş basması. * Bu yöntemle basılmış(yazı, resim). |
litografya taşı | * Taş basmasında kullanılan çok düzgün bir kalker. |
litografyacı | * Litografya işi ile uğraşan, litografya yapan kimse. |
litoloji | * Taş bilimi. |
litosfer | * Taşyuvarı. |
litre | * Sıvılarıölçmede kullanılan, bir desimetre küp hacminde ölçü birimi. * Bir litrenin alabileceği miktarda olan. |
litrelik | * Herhangi bir litre ölçüsünde sıvıalan. |
liturya | * Bkz. kudas. |
lityum | * Atom sayısı3, atom ağırlığı6,94, yoğunluğu 0,55 olan, 180° C de eriyen, gümüşparlaklığında, bilinen en hafif element. KısaltmasıLi. |
lityumlu | * Lityum içeren bir madde. |
liva | * Sancak. * Tugay. * Tuğgeneral. |
Kategoriler