Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 12

malihulya * Kara sevda.
* Kuruntu.
malik * Sahip, iye.
malik olmak * sahip olmak.
malikâne * Yurtluk.
Malikî * İslâmlıkta sünnet ehli denilen dört mezhepten biri.
* Bu mezhepten olan kimse.
Malikîlik * Malikî mezhebi.
malikiyet * Malik olma durumu.
maliye * Kamu ile ilgili işlerin yürütülmesi için gerekli gelirleri ve harcanan paraları düzenleyen kuralların bütünü.
* Konusu bu kuralları incelemek olan bilim dalı.
* Devlet gelir ve giderlerini yöneten kuruluş, Maliye Bakanlığı.
maliyeci * Maliye işlerinde uzman olan veya devletin maliye kuruluşlarında çalışan kimse.
maliyecilik * Bir devletin malî işleri.
* Maliyecinin görevi.
maliyet * Üretimde bir mal elde edilinceye değin harcanan değerlerin toplamı.
maliyet fiyatı * Bir malın çeşitli üretim ve dağıtım dönemlerinde, o döneme kadar yapılmışolan harcamaların bütünü.
maliyetli * Maliyeti olan, değerli.
maliyetsiz * Maliyeti olmayan, değersiz.
Malkar * Kuzey Kafkasya’da Kabarda-Balkar Cumhuriyeti’nde yaşayan Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan
kimse, Balkar.
Malkarca * Malkar Türkçesi.
malkıran * Hayvan vebası.
malkoç * Osmanlılarda akıncılar ocağının komutanı.
mallanma * Mallanmak işi veya durumu.
mallanmak * Mal edinmek, zenginleşmek.
malt * Bira yapmak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmışarpa.
malta * Malta eriği renginde.
Malta eriği * Gülgillerden bir ağaç, yeni dünya (Eriobotrya japonia).
* Bu ağacın erik büyüklüğündeki, iri çekirdekli, sarırenkli, sulu ve mayhoşyemişi.
Malta humması * Akdeniz ülkelerinde görülen, en çok keçi sütü ile bulaşan ateşli bir hastalık, kalaazar.
Malta palamudu * Uskumrugillerden, ılık ve sıcak denizlerde yaşayan, üzerinde enlemesine mavi çizgiler bulunan, gri renkli
bir balık (Naucrates ductor).
Malta taşı * Bahçe, mutfak gibi yerleri döşemekte kullanılan, dört köşe, yassı, kolay kırılan bir tür taş.
Maltalı * Maltız (I).
Maltız * Malta adasıhalkından veya bu halkın soyundan olan kimse.
maltız * Çoğunlukla yemek pişirmekte kullanılan, içinde ızgarası bulunan, ayaklıve taşınır ocak.
Maltız keçisi * Ana yurdu Malta adası olan, çok süt veren, kısa tüylü, küçük bir cins keçi.
maltlanma * Maltlanmak işi.
maltlanmak * Malt ile işlem görmek, içine malt katılmak.
maltoz * Nişastasının tam olmayan hidroloji sırasında ortaya çıkan ve simgesi C12H12O11 olan madde.
malûl * Sakat (kimse).
malûl gazi * Bir savaştan sakat olarak çıkmışkimse.
malûlen * Sakat, hasta bir biçimde.
malûliyet * (insanda) Sakatlık, hastalık, malûllük.
malûllük * Sakat olma durumu, malûliyet.
malûm * Bilinen, belli.
* Bilinen konu, işvb.
* Evet, belli, biliniyor, kuşkusuz.
* Etken (fiil).
malûm değil * olup olmayacağıkesinlikle bilinmeyen konular için kullanılır.
malûm olmak * içine doğmak.
malûm ya! * bilinen şey.
malûmat * Bilgi.
* Bilgi.
malûmat almak * bilgi edinmek.
malûmat edinmek * bilgi edinmek, öğrenmek.
malûmat sahibi * Bir konuda bilgisi olan.
malûmat vermek * bilgi vermek.
malûmatfuruş * Bilgiçlik taslayan.
malûmatfuruşluk * Bilgiçlik taslama, malûmatfuruşolma durumu.
malûmatlı * Bilgili.

Bir yanıt yazın