manyetik alan | * Bir mıknatısın N ucundan dışarıçıkıp dağıldıktan sonra yine toplanıp S ucundan içine giren kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu alan. |
manyetik disk | * Yüzeyinde manyetik kayıt yoluyla bilginin depolanabildiği bir mıknatıslanabilir kaplaması olan plâk şekilli tabaka. |
manyetik kart | * Üzerine manyetik kayıt yoluyla bilginin depolanabileceği mıknatıslanabilir bir yüzeyi olan kart. |
manyetik kartuş | * Bir koruyucu içinde bulunan ve koruyucusundan çıkarmaksızın kullanılabilir manyetik şerit ve koruyucu bileşim. |
manyetik kaset | * Manyetik kartuş. |
manyetik şerit | * Yüzeyine manyetik kayır yoluyla bilginin depolanabildiği bir mıknatıslanabilir kaplaması olan bir şerit. |
manyetik tambur | * Yüzeyinde manyetik kayıt yoluyla bilginin depolanabildiği bir mıknatıslanabilir kaplaması olan dik bir dairesel silindir. |
manyetit | * Mıknatıs özelliği olan doğal demir oksidi(Fe2O4). |
manyetize | * Manyetizma ile etki altına alınmış. |
manyetize etmek | * manyetizma ile etkilemek. |
manyetize olmak | * manyetizma ile etkilenmek. |
manyetizma | * Mıknatıs özelliklerinin bütünü. * Fiziğin bu özellikleri inceleyen bölümü. * Telkin ve hipnozla bir kimseyi etkileme. |
manyetizmacı | * Manyetizma yapan kimse. |
manyetizmacılık | * Manyetizmacının yaptığı iş. |
manyeto | * Sürekli bir mıknatısın manyetik alanıyla indüklenen elektrik üreteci. |
manyetolu | * Manyetosu olan. |
manyetometre | * Manyetik momentleri ve manyetik alanların momentlerini ölçmeye, karşılaştırmaya yarayan alet. |
manyezi | * İç sürdürücü olarak kullanılan, beyaz renkli, suda az eriyen, hiçbir tadı olmayan, magnezyum oksidinin bir adı. |
manyezit | * Doğal magnezyum silikat, lüle taşı, Eskişehir taşı. |
manyok | * Sütleğengillerden, sıcak ülkelerde yetişen, yapraklarıalmaşık, üçü veya yedisi bir arada yelpaze durumunda olan, büyük bir ağaç (Manihot utilissima). |
manzara | * Bakışı, dikkati çeken her şey. * Görünüş. * Görünüş, durum, tablo. * Konusu bir doğa veya şehir parçası olan resim, gravür veya desen. |
manzara koymak | * yayın sırasında beklenmeyen kesinti aralarınıdoldurmak için ekrana değişik manzara resimlerini getirip göstermek. |
manzaralı | * Manzarası olan. * Manzarası iyi olan. |
manzarasız | * Manzarası olmayan. * Manzarasıkötü olan. |
manzum | * Nazım ifade şekli ile, ölçülü ve uyaklı biçimde yazılmış. * Düzenli, muntazam. |
manzume | * Genellikle ölçülü, uyaklıyazılmışeser, manzum parça. * Dizge, sistem. |
Maocu | * Maoculuğu benimsemişveya Maoculuk yanlısı(kimse). |
Maoculuk | * Mao Zı-dong’un düşüncelerine dayanan Marksist akım. |
mapa | * Ucu halkalıcivata. * Gemi içini aydınlatmaya yarayan zeytinyağıyla yanan siperli fener. |
mapus | * Mahpus. * Mapushane. |
mapushane | * Mahpushane. |
maraba | * Çiftçi. * Çiftçilikte, toprağı işleyerek ürüne ortak olan kimse, ortakçı, ortak, yarıcı. |
marabacılık | * Ortakçılığa dayanan tarım işçiliği. |
marabut | * Kuzey Afrika’da dervişlere verilen ad. |
maral | * Dişi geyik, meral. |
marangoz | * Ağaç işleriyle uğraşan ve ağaçtan çeşitli eşya yapan usta. |
marangoz balığı | * Bkz. testere balığı. |
marangoz mengenesi | * Tutkallanmışveya işlenecek olan tahtaların tutturulduğu kıskaç. |
marangozhane | * Marangozun çalıştığı işyeri. |
marangozluk | * Marangozun işi. * Marangozun zanaatı. |
maranta | * Bir çenekliler sınıfından, Antillerde ve bütün tropikal bölgelerde yetiştirilen, kökündeki yumrulardan ararot çıkarılan bir kamışçeşidi, ararot kamışı(Maranta arundinaca). |
Maraşdondurması | * Maraşyöresine özgü sert ve kıvamlıdondurma. |
Maraşişi | * Karton üzerine gerilmişkumaşa sim, sırma gibi gereçler sarılarak yapılan bir tür nakış. |
maraton | * 42.195 m lik en uzun yaya koşusu. |
maratoncu | * Maratonda yarışan sporcu. |
maraz | * Hastalık, illet. * Dayanılması güç durum. * Huysuzluğu ve titizliği ile can sıkan. |
maraza | * Hastalık, illet, anlaşmazlık, çekişme, kavga. |
maraza aramak | * çekişmek, olay çıkarmak için bahane aramak. |
maraza çıkarmak | * kavgaya yol açmak, kavga çıkarmak, anlaşmazlığa yol açacak işler yapmak. |
marazî | * Hastalıkla ilgili, hastalıklı. * Hastalık derecesinde. |
Kategoriler