Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 3

maddiyat * Madde ile ilgili şeyler.
maddiyet * Maddîlik, nesnel varlık.
madem * “Değil mi ki…, -diği için,… -diğine göre” anlamlarında sebep göstermek için, başına getirildiği cümleyi daha
sonraki cümleye bağlar.
mademki * Madem.
maden * Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dışdoğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan
mineral.
* Metal.
* Maden ocağıveya maden işletmesi.
* Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak.
* Kolay ve iyi kazanç sağlayan işveya parasıelinden kolaylıkla alınan kimse.
* Madenden yapılmış.
* Uyuşturucu, esrar, eroin.
maden bilimi * Mineraloji.
maden cevheri * İçindeki maden oranı işletilmeye elverişli miktarda olan filiz.
maden damarı * Maden cevherinin yoğun olarak bulunduğu bölüm.
maden devri * Tarihten önceki zamanların ayrıldığıüç çağdan sonuncusu olan ve madenlerin kullanılmaya başladığı
zaman kesimine verilen ad.
maden filizi * Maden cevheri.
maden gazı * Madende oluşan gaz.
maden kirası * Maden işletilsin veya işletilmesin verilen para.
maden kömürü * Taşkömürü.
maden kuyusu * Maden ocağı.
maden mavisi * Kül rengine çalan parlak mavi.
maden ocağı * Kazılarak maden cevheri çıkarılan yer.
maden sodası * Maden suyu içine sıkıştırılmışgaz doldurulduktan sonra elde edilen şişe suyu.
maden suyu * İçinde, erimişmineraller bulunan ve bazıhastalıkların tedavisinde kullanılan kaynak suyu.
maden yatağı * Maden filizi katmanlarının bulunduğu alan.
maden yünü * Yalıtkan olarak kullanılan bir madde.
madenci * Maden işleten kimse.
* Maden ocaklarında çalışan işçi.
madencilik * Yer altındaki madenlerin araştırılması, çıkarılmasıve işletilmesiyle ilgili teknik ve yöntemlerin bütünü.
* Madencinin yaptığı iş.
madenî * Madensel, madenle ilgili.
madenî para * Altın, gümüş, bakır, bronz, alüminyum vb. maddelerin alaşımından yapılan para, demir para.
madenî yağ * Madensel ürünlerden elde edilen yağ.
madenî yün * Maden yünü.
madenkırmız * Antimon birleşimlerinden al renkte bir madde.
madensel * Madenle ilgili veya madene özgü olan, madenî, metalik.
* Madenden yapılmış.
madenselleşmek * Maden durumuna girmek, madensel özellik kazanmak.
madensi * Maden gibi olan.
* Metalsi.
mader * Ana, anne.
maderşahî * Anaerkil, matriarkal.
maderşahîlik * Anaerki.
maderzat * Anadan doğma.
madımak * İlkbaharda kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, ıspanak gibi yenilen bir bitki.
madik * Miskete fiske vurarak oynanan zıpzıp oyunu.
* Dolap, hile.
madik atmak (etmek veya oynamak) * dolap çevirmek, hile yapmak.
madikçi * Hile yapan, hileci kimse.
madikleme * Madiklemek işi veya durumu.
madiklemek * Hile yapmak, dolap çevirmek.
madlen * Bir marka olmakla beraber çikolata anlamında kullanılır.
madrabaz * Hayvan, balık, sebze, meyve gibi yiyecekleri, yerinden getirerek toptan satan kimse.
* Hile yapan, hileci.
madrabazlık * Madrabaz olma durumu.
* Madrabaza yakışır davranış.
madreporlar * Mercanlar sınıfının kalkerli hayvanları içine alan bir takımı.
madrup * Dövülmüş(kimse).
* Çarpılan.
madun * Alt aşamada bulunan.
* Ast.
maestoso * Bir parçanın görkemli ve ağır tempoyla çalınacağınıanlatır.
* Bu tempo ile çalınan parça.
maestro * Besteci.
* Orkestra şefi.
mafevk * Üst aşamada bulunan.
* Üst, yukarı.
mafiş * Yok, kalmadı.
* Bir çeşit yumurtalıve hafif hamur tatlısı.

Bir yanıt yazın