Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 35

merbut * Bağlı, bağlanmış.
* İlişik, ilişkin.
merbut olmak * bağlı bulunmak.
merbutiyet * Bağlılık, ilgi.
mercan * Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, genişresifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızıkalker
iskeletli hayvan (Corallium rubrum).
* Bu hayvanın iskeletinden elde edilen, süs eşyalarıyapımında kullanılan madde.
* Bu maddeden yapılmış.
* İzmaritgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Karadeniz’de bulunan, açık kırmızırenkte, eti beğenilen
bir balık (Pagrus pagrus).
mercan adası * Su yüzüne kadar çıkan mercan resiflerinden oluşmuşada, atol.
mercan ağacı * Fasulyegillerden, sıcak ülkelerde yetişen, çiçekleri parlak kırmızı, tırmanıcı bir süs bitkisi (Erythrina).
mercan balığı * 343 mercan.
mercan iğnesi * Soldan sağa ve köşelerde birer düğüm oluşturarak yapılan zikzak işleme.
mercan otu * Karanfilgillerden, nemli yerlerde yetişen, yapraklarıkarşılıklı, çiçekleri beyaz, çok yıllık otsu bir bitki
(Sagyna procumbens).
mercan resifi * Yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı200 C nin üzerinde bulunan bölgelerde kıtasal kenardaki adaların sığ
sahillerinde, kalkerli bitkisel ve hayvansal organizmaların yığılımı.
mercan teknesi * Mercan avlamak için yapılan özel bir tür tekne.
mercan terliği * Ayak topuğunu kavrayan, arka bölümü olmayan, ökçesiz, genellikle kırmızıderiden terlik.
mercan tespih * Mercandan yapılan otuz üçlük veya doksan dokuzluk değerli tespih.
mercan yeşili * Mercan renginde olan yeşil renk.
mercan yılanı * Kırmızı olan vücudunda halka biçiminde siyah lekeler bulunan bir Amerika yılanı(Elaps corallinus).
mercancı * Mercan avlayan kimse.
* Mercan işleyen kimse.
mercanköşk * Ballı babagillerden, küçük yapraklı, güzel kokulu bir saksı bitkisi, şile, merzengûş(Origanum majorana).
mercanlar * Örnek hayvanımercan olan, selenterelerden bir sınıf.
mercanlı * İçinde mercan bulunduran.
mercek * İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran,
camdan veya ışık kırıcıherhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmışsaydam cisim, lens.
mercekli * Merceği olan.
merci * Başvurulacak yer veya makam.
mercimeği fırına vermek * kadınla erkek gizlice aşk ilişkisi kurmak.
mercimek * Baklagillerden, beyaz çiçekli bir tarım bitkisi (Lens culinaris).
* Bu bitkinin, besin değeri yüksek, ufak, yeşil veya kahverenkli, yuvarlak ve yassıca tohumu, yasmık.
mercimek çorbası * Kırmızıveya yeşil mercimeğin ana malzemesini oluşturan, soğan, un, tereyağı, et suyu, tuz, kırmızıveya
karabiber ile hazırlanan çorba.
mercimek kadar * çok küçük ve yuvarlak.
mercimek kemiği * Orta kulakta örs ve üzengi kemiği arasında bulunan küçük kemik.
mercimek köfte * İçine önceden hafifçe pişen mercimek, soğan, ince bulgur ve baharat katılarak yoğurulan köfte.
mercimek köftesi * Kırmızımercimeğin hafifçe pişmesinden sonra soğan, maydanoz, taze nane ve yeşil soğan karışımına
katılıp iyice yoğrulmasısonunda hazırlanan bir yemek türü.
merdane * Erkeğe yakışır biçimde, mertçe, yiğitçe.
merdane * Türlü işlerde kullanılan, silindir biçiminde araç.
* Oklava.
merdaneleme * Merdanelemek işi.
merdanelemek * Bir şeyin üzerinden merdane (II) geçirmek.
merdiven * Bir yere çıkmaya veya bir yerden inmeye yarayan basamaklar dizisi.
merdiven altı * Katlar arasındaki merdivenlerin altında kalan boşluk.
merdiven boşluğu * Çok katlıevlerde bulunan merdivenler çevresinde bulunan boşluk.
merdiven dayamak * (büyük bir yaşiçin) bu yaşa basmak veya yaklaşmak.
merdiven evi * Merdiven yapılan duvarlarla çevrili kısım.
merdiven korkuluğu * Demir veya ahşap merdivenlerin boşluk kenarındaki çıkıntıların üstündeki bölüm, trabzan.
merdiven kovası * Dönerek çıkılan merdivenlerde yukarıdan aşağıya bakıldığında ortada görülen boşluk.
merdiven sahanlığı * Merdiven boşluğu veya başı.
merdivenci * Yapılardaki beton merdivenleri döken kimse.
merdivenli * Merdiveni olan.
merdivensi * Merdiveni andıran.
merdümgiriz * İnsanlara karışmaktan hoşlanmayan, insanlardan kaçan (kimse), mizantrop.
merek * Samanlık, odunluk, hayvan yemi deposu veya ahır.
meres * (köpek için) Yaş.
meret * Sıkıntıveren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için sövgü sözü olarak kullanılır.
* Uğursuz.
mergup * Sevilip aranan, istenilen, beğenilen.
merhaba * Yayılın, rahat oturun!” “Günaydın” veya “hoşgeldiniz” anlamında bir esenleşme veya selâmlaşma sözü.

Bir yanıt yazın