Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 4

mafsal * Eklem.
* Birbirine bağlanmışparçaların her yönden dönmesini sağlayan bağlantıöğesi.
mafya * Yasa dışı işlerle uğraşan, zor kullanarak birtakım gizli çıkarlar sağlayan örgüt veya bu örgüte mensup olan
kimse.
* Gizli örgüt.
mafyacı * Mafya gibi davranan.
mafyacılık * Mafyacı olma durumu, mafya üyesi olma.
mafyalaşma * Mafyalaşmak işi veya durumu.
mafyalaşmak * Mafya durumuna gelmek.
* Mafya özelliğini kazanmak.
* Mafya işleriyle uğraşmak.
mafyalık * Mafyanın yaptığı iş.
maganda * Görgüsüz, kaba, anlayışsız, terbiyesiz ve uyumsuz kimse.
magandalık * Maganda olma durumu.
magazin * Çoğunluğu ilgilendirecek, çeşitli konulardan söz eden, bol resimli yayın.
* Depo.
magazinleşme * Magazinleşmek işi.
magazinleşmek * Magazin hâlini almak.
magma * Yerin içinde, sıvıveya hamur kıvamında uçucu gazlarla doymuşolarak bulunan eriyik.
magmasal * Magma ile ilgili.
magmatik * Magma ile ilgili, magmasal.
magnezyum * Atom numarası12, atom ağırlığı24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüşrenginde, parlak bir alevle yanan, çok
hafif bir element. KısaltmasıMg.
magnezyum karbonat * Magnezit ve özellikle kalsiyum ve magnezyum karbonat tuzu olan dolomit biçiminde madde, MgCO3.
magnezyum klorür * Hidratlı billûrlar vererek billûrlaşan, deniz suyunun damıtılmasıyla elde edilen madde, MgCl2.
magnezyum sülfat * Renksiz, küçük iğneler biçiminde ve hidratlı olarak billûrlaşan, deniz suyunda ve bazımaden sularında
bulunan madde, MgSO4.
magnezyumlu * Özünde magnezyum bulunduran, magnezyum içeren.
magri * Yılan balığı gillerden, Avrupa kıyılarında yaşayan, eti lezzetli büyük bir balık (Conger conger).
mağara * Bir yamaca veya kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu, in.
* Karst bölgelerinde kireç taşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlıyer altıkovukları.
mağara bilimci * Mağara bilimi ile uğraşan kimse.
mağara bilimi * Konusu mağaraları, yer altındaki uçurumları, yarıkları, oyukları, yer altıakarsularınıaraştırmak ve
incelemek olan bilim.
mağara resmi * Tarih öncesi insanların mağara duvarlarına yaptıklarıresim.
mağara sesi * Derin, boğuk ve korkmuşvurgulu ses.
mağaza * Büyük dükkân.
* Eşya ve azık deposu.
mağazacı * Mağazası olan veya mağaza işleten kimse.
* Depo bekçisi.
mağdur * Haksızlığa uğramış, kıygın.
mağdur etmek * zarara uğratmak.
mağdur olmak * zarara uğramak.
mağduriyet * Mağdur olma durumu, kıygınlık, mağdurluk.
mağdurluk * Kıygınlık, mağduriyet.
mağfiret * Af, bağışlama.
mağfiret etmek * (Tanrı) bağışlamak.
mağfur * Affolunmuş, bağışlanmış.
mağlûbiyet * Yenilme, yenilgi.
mağlûp * Yenilen, yenik düşen.
mağlûp etmek * yenmek.
mağlûp olmak * yenilmek.
* isteğine karşıduramamak, gerçekleşmemesi gereken bir şey için iradesizlik gösterip direnememek ve
yapılmasınıkabul etmek.
mağmum * Tasalı, üzgün.
* (hava için) Sıkıcı, kapanık.
Mağribî * Mağrip halkından olan kimse.
mağrip * Batı.
* öz. Afrika’nın, Mısır dışındaki kuzey ülkeleri.
mağrur * Kurumlu, gururlu.
* Gurur belirten.
mağrurane * Mağrurca.
mağrurca * Gururlanarak, kibirlenerek, büyüklenerek.
mağrurcasına * Mağrur gibi davranarak.
mağrurlanma * Mağrurlanmak işi.
mağrurlanmak * Kurumlanmak, gururlanmak.
mağrurluk * Mağrur olma durumu.

Bir yanıt yazın