Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 46

mezarcı * Mezar kazan ve mezarlığa bakan kimse.
mezarcılık * Mezar kazma ve mezar bakma işi.
mezardan çıkarmak * bir kimseyi ölümden kurtarmak.
mezarınıkazmak * kötülüğünü istemek, kötü duruma düşürmek için uğraşmak.
mezarlık * Mezarların bulunduğu yer, kabristan, gömütlük, sinlik.
mezat * Artırma ile satış.
mezat malı * Bayağıve ucuz mal.
mezata çıkarmak (veya koymak) * açık artırma yoluyla bir malısatışa çıkarmak.
mezatçı * Arttırma ile satışıyönlendiren kimse.
* Sürekli olarak mezadıtakip eden kimse.
mezbaha * Hayvan kesilen yer, kesim evi, kanara,salhane.
mezbele * Çöplük, süprüntülük, çöp ve süprüntü dökülen yer, küllük.
* Aşağılık ve kötü durum.
mezbelelik * Çöplük, mezbele.
mezcetme * Mezcetmek işi.
mezcetmek * Birbirine katmak, katıştırmak.
meze * İçki içilirken yenilen yiyecek.
* Eğlence, alay.
mezeci * Meze satan kimse.
mezecilik * Meze yapıp satma işi.
mezelik * Meze yapılmaya elverişli, meze olarak kullanılan.
* Meze olarak yenilen şey.
mezellet * Alçalma, bayağılaşma.
mezesiz * Meze yemeden içilen (içki).
* Meze yemeyerek.
mezgit * Mezgitgillerden, Avrupa ve Türkiye denizlerinde yaşayan, uzun vücutlu, büyük ağızlı, eti lezzetli bir balık,
tavuk balığı(Gadus merlangus).
mezgitgiller * Balıklar sınıfının, kemikli balıklar takımına giren, genellikle tatlısularda yaşayan bir familya.
mezhebi geniş * Namus konusunda aşırıhoşgörülü davranan (kimse).
mezhep * Bir dinin görüş, yorum ve anlayışayrılıklarısebebiyle ortaya çıkan kollarından her biri.
* Öğreti.
* Anlayış, görüş.
mezhepçi * Mezhep yanlısı olan kimse.
mezhepçilik * Mezhepçi olma durumu.
meziyet * Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik.
meziyetli * Beğenilen, üstün nitelikleri bulunan.
mezkûr * Adı geçen, az önce anılan, sözü geçen, zikredilen, zikrolunan.
mezoderm * Orta deri.
mezon * Eloktrondan ağır, protondan hafif bir atom cisimciği.
mezosfer * Orta yuvar.
mezozoik * İkinci çağ.
mezozom * Bakterinin üremesi sırasında bakteri zarından kıvrımlar yaparak meydana gelen mitokondri benzeri yapı.
mezra * Ekime elverişli, ekilecek tarla veya yer.
* En küçük yerleşim birimi.
mezraa * Bkz. mezra.
mezru * Ekilmiş, ekili.
mezun * İzin almış, izinli.
* Bir okulu bitirerek diploma almış(kimse).
* Bir işiçin yetki verilmiş, yetkili.
mezun olmak * (okulu) bitirmek.
mezuniyet * İzinli olma durumu.
* (okulu) Bitirme.
* Yetki.
mezura * Terzilikte ölçü almak için kullanılan, genellikle 1,5 m uzunluğunda şerit metre.
mezür * Bkz. mezura.
* Ölçü.
mezzosoprano * Soprano ile kontralto arasında kadın sesi.
* Sesi böyle olan sanatçı.
Mg * Magnezyum’un kısaltması.
mı/ mi, mu / mü * Sonuna getirildiği cümleye veya kelimeye, söyleyiş biçimine ve tonlamaya göre soru, şaşma veya inkâr
anlamıverir.
* Soru anlamıyla rica ve emir cümleleri yapar.
* Tekrarlanan kelime arasında kullanılarak kelimenin anlamınıpekiştirir.
* Belirli geçmişzamanlı bir cümle ile başka bir cümleyi zaman, şart veya sebep ilişkisi ile birbirine bağlar.
mıcır * Bkz. mucur.
mı gırlık * Mı gır olma durumu.
mı gri * Sularımızda yaşayan bir yılan balığıtürü (Conger conger).
mıh * Büyük çivi.
mıhlama * Mıhlamak işi.

Bir yanıt yazın