Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 55

misafir kalmak * bir yerde yiyip içmek, yatmak ve konuk olarak ilgi görmek.
misafir odası * Evlerde konukların alındığı oda.
misafir olmak * bir yerde konuk olarak karşılanıp, gerekli ilgiyi, izzet ve ikramı görmek.
misafir salonu * Evlerde veya resmî konutlarda konuklara ayrılan salon.
misafirhane * Yolcuların konakladıklarıhan, kervansaray vb.
* Konuk evi.
misafirlik * Konukluk.
misafirperver * Konuksever.
misafirperverlik * Konukseverlik.
misak * Sözleşme, antlaşma, bağlaşma.
misakımillî * Erzurum ve Sivas kongrelerinde tespit edilip, OsmanlıMebusan Meclisinde 28 Ocak 1920’de kabul edilen
ve milletçe sonuna kadar uygulanmasına karar verilen altımaddelik millî sözleşme.
misal * Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek.
* Benzer, eşgibi.
misel * Koloit iyonlarında molekül yığılmasından oluşan ve yalnız başına koloidin bütün niteliğini taşıdığıkabul
edilen bölüm.
misil * Eş, benzer.
* Miktar.
* Kat.
misilleme * (kötü bir davranış) Dengiyle karşılama.
misina * Yapay ve sentetik ham madde ile tek kat çekilmiş, değişik kalınlıkta iplik.
* Balıkçıların olta ipi olarak kullandıklarıkıl veya naylondan iplik.
misis * İngilizcede evlenmişkadınlar için kullanılan bir unvan.
misk * Asyanın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek ceylanın karın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel
kokulu madde.
misk gibi * Bkz. mis gibi.
misk yerini belli eder * değerli kişi nerede olsa varlığını gösterir.
miskal * Bir buçuk dirhem değerinde eski bir ağırlık ölçü birimi.
miskalle * çok az ölçüde, çok az miktarda.
misket * Güzel kokulu meyveleri nitelemek için kullanılır.
* Misket üzümünden yapılan şarap.
misket * Bomba ve şarapnellerin içinde bulunan kurşun veya demir tanelerin adı.
* Bilye.
misket oyunu * Bilyelerle oynanan oyun.
* Ankara ve çevresinde bir tür halk oyunu.
miskin * Çok uyuşuk olan (kimse).
* Hoşgörülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse).
* Aciz, zavallı.
* Cüzam hastalığına tutulmuşolan (kimse).
miskin miskin * Miskin gibi, miskinleşmişolarak.
miskinane * Miskincesine.
miskince * Miskin gibi, miskin bir biçimde.
miskinhane * Cüzamlıların yerleştirildikleri yer.
miskinler tekkesi * İşsiz güçsüz oturanların, tembellerin toplandıklarıyer.
miskinleşme * Miskinleşmek işi veya durumu.
miskinleşmek * Uyuşuk, tembel duruma gelmek.
miskinlik * Uyuşuk, tembel olma durumu veya miskine yakışacak davranış, meskenet.
misli menendi yok * benzeri, eşi yok.
mister * İngilizcede bay.
mistik * Mistisizm yanlısı olan, ilâhiyat veya mistik yaşamla uğraşan kimse, gizemci.
* Mistisizm ile ilgili.
mistisizm * Tanrıya ve gerçeğe akıl ve araştırma yolu ile değil de gönül yolu ile, duygu ve sezgi ile ulaşabileceğini kabul
eden felsefe ve din doktrini, gizemcilik.
* Bir konuda en üst derecede bulunabilme tutkusu.
misvak * Kuzey Afrika, İran ve Hindistan’da yetişen dikensiz küçük bir ağaç (Salvadora persica).
* Bu ağacın ucu dövülüp fırça durumuna getirilen ve diştemizliğinde kullanılmasıMüslümanlıkça sünnet
olan çubuğu.
misyon * Bir kimseye veya bir kurula verilen özel görev.
* Dinsel, bilimsel veya diplomatik bir görev yüklenmişkimselerden oluşan kurul.
misyon üstlenmek * özel bir görevi üzerine almak.
misyoner * Bir dini, özellikle Hristiyanlığıyaymakla görevli kimse.
* Bir düşünceye, bir ülküye kendini adayan kimse.
misyonerlik * Misyoner olma durumu veya misyonerin görevi.
-miş * Bkz. -mış/- miş.
-mişli geçmiş * Bkz. belirsiz geçmiş.
mit * Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin
doğuşu ile ilgili hayalî, alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos.
mitil * İçine yün, pamuk vb. doldurulan beyaz yastık veya yorgan kılıfı.
* İki yüzü beyaz kapsız yorgan.
miting * Gösteri amacıyla veya bir olaya dikkati çekmek için, genellikle açık yerlerde yapılan toplantı.
mitingci * Miting düzenleyen veya mitinge katılan kimse.
mitleşme * Mitleşmek durumu.
mitleşmek * Mit durumuna gelmek.

Bir yanıt yazın