Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 58

mola * Yorgunluğu gidermek için duraklama.
* Koyverme.
* (voleybol ve basketbolda) Takımların oyun arasında aldıkları birer dakikalık dinlenme süresi.
mola taşı * Hamalların sırtlarındaki yükü dayayarak dinlenmeleri için sokak kenarlarına konulmuşyüksekçe taş.
mola vermek * uzun süren yolculuğa, yürüyüşe veya çalışmaya, dinlenmek amacıyla bir süre ara vermek, oturup
dinlenmek.
molas * Karbonatlıkum taşı.
molasız * Bkz. duraksız.
molekül * Element veya birleşikleri oluşturan ve onların özgül niteliklerini gösteren en küçük birim, madde.
* (fiziksel kimyada) Bir veya birkaç atomun birleşmesinden oluşan, birkaç çekirdek veya elektronlu yapı.
* Bir bütünün en küçük parçası.
moleküler * Moleküle ilişkin, molekülle ilgili.
molibden * Atom numarası42, atom ağırlığı95, 94 olan ve 617° C ye doğru eriyen, gümüş beyazlığında, kırılgan, türlü
çeliklerin alaşımına giren element. KısaltmasıMo.
molibdin * Doğada ancak amorf durumunda bulunan, doğal molibden oksit.
molla * Büyük kadı.
* Medrese öğrencisi.
* Büyük bilgin.
mollalık * Molla olma durumu.
Molotof kokteyli * Bir şişeye benzin, makine yağı, deterjan doldurularak yapılan fitilli bir tür yangın bombası.
moloz * Toprak ve kireçle karışık taşkırıntıları, yapıdöküntüsü.
* Değersiz, işe yaramaz şey veya kimse.
moloz duvar * Moloz taşlarla yapılan duvar.
moloz taş * Kaba, pürüzlü taş.
molozluk * Molozla dolu toprak yığını.
* Değersiz, işe yaramaz olma durumu.
moment * Kuvvetin, bir cismi bir nokta veya bir eksen yörüngesinde döndürme etkisini belirleyen vektör niceliği.
momentum * Bir cismin hareket miktarı, kütlenin sürat ile çarpımı.
* Hız, hızlılık.
monadizm * Bkz. monatçılık.
monarşi * Siyasî otoritenin genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığıdevlet düzeni veya rejim, tek erklik.
monarşist * Monarşizme ilişkin, bu rejimi benimseyen ve savunan kimse, tek erkçi.
monarşizm * Monarşi yanlılarının siyasî doktrini, tek erklik.
monat * Eski Yunan felsefesinde bölünmez birlik.
* Leibniz’in felsefesinde artık bölünemez bir birlik olan sonsuz sayıdaki cevherlerin her biri.
monatçılık * Evrenin monatlardan oluştuğunu ileri süren Leibniz’in öğretisi.
monden * Toplum yaşamı ile ilgili.
* Yüksek sosyete yaşamınıseven.
Mongolist * Moğol dili ve kültürü ile uğraşan kimse.
Mongolistik * Moğol dili ve kültürü araştırmaları.
monist * Tekçi.
monitör * Her tür çalışmalarda yetiştirici.
* Işınım yeğinlik düzeyini algılayıp ölçen alet.
* Ses dalgası iletiminde, iletimi bozmadan ve kesmeden niteliğini denetleyen alet.
* Televizyonda görüntü ile sesin niteliğini eşleme, görüntü seçimini gerçekleştirme, görüntüyü yayımlama
gibi işlerin denetlenmesinde kullanılan alet.
monizm * Tekçilik.
monogam * Tek eşli.
monogami * Tek eşlilik; tek karılık, tek kocalık.
monografi * Bilimsel alanlarda özel bir konu veya sorun üzerine yazılan inceleme, tek yazı.
monokl * Kaşkemerinin altına sıkıştırılarak kullanılan gözlük camı.
monolog * Bir oyunda, kişilerden birinin kendi kendine yaptığıkonuşma.
* Dinleyicilere bir kişinin anlattığı, genellikle, güldüren olay.
* Çevresindekilere fırsat vermeden bir kimsenin yaptığıkonuşma.
monopol * Tekel.
monoray * Tek bir raydan oluşan demir yolu.
monoteist * Tek tanrıcı.
monoteizm * Tek tanrıcılık.
monotip * Harfleri ayrıayrıdizip döken dizgi makinesi.
monoton * Tekdüze, yeknesak.
monotonlaşma * Monotonlaşmak işi veya durumu.
monotonlaşmak * Monoton duruma gelmek.
monotonluk * Tekdüzelik, yeknesaklık.
monsenyör * Hristiyan prenslerine verilen unvan.
* Yüksek aşamalıdin adamlarına verilen unvan.
mont * Kumaşveya deriden yapılan, genellikle belden kemerli, üstünde cepleri bulunan, gömlek veya hırka üzerine
giyilen kısa, hafif giysi.
montaj * Kurgu.
montajcı * Kurgucu.
montajcılık * Kurguculuk.
monte etmek * Kurmak, bir makine veya cihazın sökülü parçalarınıyerli yerine takmak.

Bir yanıt yazın