Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 77

mükemmel * Eksiksiz, kusursuz, tam yetkin.
mükemmelen * Eksiksiz, kusursuz olarak.
mükemmeliyet * Mükemmellik.
mükemmellik * Eksiksiz, kusursuz, tam, yetkin olma.
mükerrer * Tekrarlanmış, yenilenmiş.
mükerreren * Tekrarlanarak, tekrar edilmişolarak.
mükevvenat * Yaratıkların bütünü.
mükeyyifat * Keyif verici, uyuşturucu maddeler.
mükrim * İkram eden, konuksever, ikramcı, ağırlayan.
müktesebat * Edinilen, kazanılan bilgiler.
müktesep * Kazanılmış, edinilmiş.
mülâhaza * Düşünce.
mülâhaza yapmak * düşünmek.
mülâhazat * Düşünceler.
mülâhazat hanesi * Bir şey hakkındaki düşüncelerin yazıldığıyer.
mülâhazat hanesini açık bırakmak * bir kimse hakkında kesin bir kanıya varamayarak zamanla ortaya çıkacak gelişmeleri beklemek.
mülâhham * Şişman.
mülâkat * Buluşma, görüşme.
* Röportaj.
* Bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklıkonuşma, görüşme.
mülâkat vermek * (belli bir konuda) konuşmak, demeç vermek.
mülâkat yapmak * bir kimsenin bir konu veya sorunla ilgili görüşlerini almak.
mülâki * Buluşan, kavuşan, görüşen.
mülâki olmak * buluşmak, kavuşmak, görüşmek.
mülâyemet * Yumuşak huyluluk, uysallık.
* Bağırsakların yumuşaklığı.
mülâyim * Uygun, hoşgörülebilir.
* Yumuşak huylu.
* Pekliği olmayan.
mülâyimlik * Mülâyim olma durumu.
mülâzım * Bir işe girmek için bir süre parasız olarak o işe devam eden.
* Teğmen.
mülemma * Alaca renkli, renk renk.
* Mısralarından her biri başka dille yazılmışşiir.
* Bulaşmış, sıvanmış.
mülevven * Renk renk, renkli.
mülevves * Kirli, pis.
* Karışık, düzensiz.
müleyyin * Yumuşaklık veren, yumuşatıcı.
* Bağırsakları boşaltan, dışkının dışarıçıkmasınıkolaylaştıran ilâç.
mülga * Varlığıkaldırılan, kapatılan.
mülhak * Bir bütüne sonradan katılmışolan, eklenmiş.
* Bir asker karargâhında subay yardımcısı.
mülhak bütçe * Bkz. katma bütçesi.
mülhakat * Bir bütüne katılanlar, ekler.
* Bir merkeze bağlı olan yerler.
mülhem * İçe doğmuş, birinin içine doğmuş, esinlenmiş.
mülhem olmak * esinlenmek.
mülhit * Tanrısız.
* Doğru yoldan çıkmış.
mülk * Ev, dükkân, arazi gibi taşınmaz mal.
* Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke.
* Vakıf olmayıp doğrudan doğruya birinin malı olan yer veya yapı.
mülkî * Bir ülkeyle ilgili olan.
* Ülke yönetimine ilişkin.
* Asker sınıfıdışında kalan.
mülkî idare * Yerel yönetim.
mülkî idare amiri * Yerel yönetimlerde en yüksek devlet memuru.
mülkiye * Asker olmayanlar sınıfı.
* Siyasal bilgiler okulu.
mülkiye idadîsi * İdarecilik öğrenimi yapılan okul, lise.
mülkiye mektebi * Siyasal Bilgiler Fakültesinin eski adı.
mülkiye memuru * Sivil devlet görevlisi.
mülkiye müfettişi * Sivil devlet müfettişi.
mülkiyeli * Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi veya bu fakülteyi bitirmişkişi.
mülkiyet * İyelik.
mülteci * Başka bir ülkeye veya yere sığınmışolan kimse, sığınık.
mültefit * Güler yüz gösteren, hoşdavranan.

Bir yanıt yazın