nicel | * Nicelik bakımından olan, nicelikle ilgili. |
niceleme | * Nicelemek işi. |
nicelemek | * Bir şeyi sayı, ölçü vb.ile bildirmek. * Bir terime, tek veya çok oluşuna göre bir nicelik yüklemek. |
niceleyici | * Niceleme niteliği olan. |
niceleyiş | * Nicelemek işi veya biçimi. |
nicelik | * Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu, kemiyet, miktar. * Bir şeyin eşit parçalara bölünebilen ve ölçülebilir olan yanları. * Genellikle sayılabilen, toplamıdoğrudan sayı olarak belirtilebilen genel özellik. |
niçin | * Bir olayın amacını, sebebini sormak için kullanılır. |
nida | * Çağırma, bağırma, seslenme. * Ünlem. |
nifak | * Geçimsizlik, anlaşmazlık, ara bozma, ayırma. |
nifak sokmak | * ara açmak, anlaşmazlık çıkarmak. |
nifakçı | * Arabozan, araaçan (kimse). |
nihaî | * İşi sona erdiren, işi kesen, sonuncu. |
nihaî karar | * Muhakeme sonunda verilen karar. |
nihale | * Sofrada kullanılan sahan altlığı. |
nihan | * Gizli. |
nihavent | * Türk müziğinde bir makam. |
nihayet | * Son. * (ni’ha:yet) Sonunda. * -den başka bir şey değil. |
nihayet vermek | * ilişkiyi kesmek, bir işi, alışkanlığıyapmaktan vazgeçmek. * bitirmek, tamamlamak, sonuçlandırmak. |
nihayetinde | * Sonunda. |
nihayetlenme | * Nihayetlenmek işi. |
nihayetlenmek | * Bitmek, son bulmak, sona ermek. |
nihayetsiz | * Sonsuz, sonu gelmez, bitip tükenmez. |
nihilist | * Nihilizm yanlısı. |
nihilizm | * Moral gerçeği ve değerleri reddeden bir öğreti. * Her türlü gerçek varlığı inkâr eden aşırı bireycilik, yokçuluk. * Her türlü siyasî düzeni inkâr eden, toplumun birey üzerinde hiçbir baskısınıkabul etmeyen görüş. |
Nijeryalı | * Nijerya halkından olan kimse. |
nikâh | * Bir erkekle bir kadının evlilik birliği kurmasınısağlayacak kanunî işlem. * Nikâh sırasında erkeğin kadına borçlandığıpara. |
nikâh düşmek | * birbiriyle evlenmelerine kanunî veya örf bakımından engel bulunmamak. |
nikâh etmek | * bir erkek bir kadınınikâhla almak. |
nikâh kıymak | * nikâh memuru kanuna göre çiftlerin karıkoca olduklarını bildirmek. |
nikâh memuru | * Kanunlara uygun olarak nikâh işlemini yapan, nikâh kıyan görevli. |
nikâh şekeri | * Nikâh töreninde davetlilere dağıtılmak üzere özel olarak yaptırılan şeker. |
nikâh tazelemek | * boşandığıkişiyle yeniden evlenmek. nikâhı olmak |
nikâhlama | * Nikâhlamak işi. |
nikâhlamak | * Nikâh etmek. * Nikâh kıymak. |
nikâhlanış | * Nikâhlanmak işi veya biçimi. |
nikâhlanma | * Nikâhlanmak işi. |
nikâhlanmak | * Bir kimseye nikâhla bağlanmak. * Kanunî olarak nikâh işlemleri yapılmak. |
nikâhlayış | * Nikâhlamak işi veya biçimi. |
nikâhlı | * Kanunî olarak nikâh işlemi yapılmışolan karıveya koca. |
nikâhlık | * Nikâhla ilgili olma durumu. |
nikâhlılık | * Nikâhlı olma durumu veya biçimi. |
nikâhsız | * Aralarında nikâh olmadığıhâlde karıkoca hayatısüren. * Nikâhsız olarak. |
nikâhsızlık | * Nikâhsız olma durumu veya biçimi. |
nikâhta keramet vardır | * nikâh evlenenleri sevgi bağıyla bağlar. |
nikap | * Yüz örtüsü, peçe. |
Nikaragualı | * Nikaragua halkından olan kimse. |
nikbet | * Düşkünlük, talihsizlik, felâket. |
nikbin | * İyimser, optimist. |
nikbinlik | * İyimserlik, optimizm. |
nikel | * Atom sayısı28, atom ağırlığı58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüşparlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenir ve kolayca tel durumuna getirilir bir element. KısaltmasıNi. |
Kategoriler