Kategoriler
O SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük O Sayfa 12

ondalık sayı * Payda olarak 10 veya 10’un herhangi bir kuvvetini alan kesirli sayı.
ondalıkçı * Onda bir pay alarak çalışan kimse.
ondan * O zamirinin çıkma durumu.
* O sebeple.
ondurma * Ondurmak işi.
ondurmak * Onmasını sağlamak, iyiye döndürmek.
ondurmaz * Öldürücü, kötüleştirici.
ondülâtör * Telgraf yazısı.
ondüle * Dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış.
ondüleli * Ondülesi olan.
ondülesiz * Ondülesi olmayan.
onejit * Hidratlıdoğal oksit.
ongen * On açısı, on kenarı olan çokgen.
ongun * Çok verimli, bol, eksiksiz.
* Yarar duruma gelmiş, bayındır.
* Mutlu.
* Kutlu, uğurlu.
ongun * İlkel toplumlarda topluluğun kendisinden türediği sanılarak kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr gibi
herhangi bir doğal nesne veya olay, totem.
* Arma.
ongun besi suyu * Yapraklarda yeni maddelerle zenginleştikten sonra bitkiyi beslemek için her yana inen besi suyu.
ongunculuk * Bir onguna duyulan inanca dayanan toplumsal kuruluşve din uygulama biçimi, totemizm.
ongunluk * Ongun olma durumu, mutluluk, bolluk, bereket, feyiz, saadet.
onikiparmak bağırsağı * Mideden sonra gelen ince bağırsak bölümü.
oniks * Balgam taşı.
onkoloji * Urları inceleyen tıp dalı.
onlar * O zamirinin çoğulu.
onlar * Ondalık sayısistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamağa verilen ad.
onlarca * Çokluk ifade etmek için kullanılır.
onlu * On parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden on tane bulunan.
* On işaretli iskambil kâğıdı.
onluk * On birimden, on parçadan oluşan.
* On üzerinden tam not alan.
* On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde para.
onluk bozma * onluğu, on tane birliğe çevirme.
onma * Onmak işi veya durumu.
onmadık * Talihi yaver gitmeyen, başı belâdan kurtulmayan.
* Bereketsiz.
onmak * Daha iyi bir duruma girmek, salâh bulmak.
* Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak, mesut olmak.
* Hastalıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felah bulmak, iflâh olmak.
onmaz * İyileşme ihtimali bulunmayan.
onomastik * Özel adlar ve özellikle kişi adları bilimi.
onomatope * Bkz. yansıma.
ons * Fransa’da 30,59 gr, İngiltere’de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık birimi.
onsuz * O olmaksızın.
ontik * Varlıksal.
ontojenez * Birey oluş.
ontoloji * Varlık bilimi.
ontolojik * Varlık bilimi ile ilgili, varlık bilimine ait.
ontolojizm * Tanrı bilgisinin insan için doğal olduğunu ileri süren kuram.
onu * O zamirinin belirtme durumu.
onulma * Onulmak işi.
onulmak * Onmak işine konu olmak.
onulmaz * İyileşmez, şifa bulmaz.
onum * Kötü bir durumdan kurtulma.
onun * O zamirinin tamlayan durumu.
onun için * bundan dolayı, bundan ötürü.
onuncu * On sayısının sıra sıfatı, sırada dokuzuncudan sonra gelen.
* Onuncu sırayıalan şey veya kimse.
onur * İnsanın kendine karşıduyduğu saygı, öz saygı, haysiyet, izzetinefis.
* Başkalarının gösterdiği saygının dayandığıkişisel değer, gurur, şeref.
onur belgesi * Şeref belgesi.
onur kurulu * Bir kuruluşveya derneğin üyeleri arasında çıkan onur davalarını gören veya bu kuruluşveya derneğin
ilkelerine aykırıdavranan üyelerin bu davranışlarını inceleyip karara bağlayan kurul, haysiyet divanı.

Bir yanıt yazın