Kategoriler
O SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük O Sayfa 24

oyalantı * Oyalanmak için yapılan şey, hobi.
oyalayıcı * Vakit geçirmeye yol açan, eğlendiren, hoşvakit geçirten.
oyalı * Kenarına oya yapılmışveya geçirilmiş.
oyculuk * Oy alabilmek için türlü yollara başvurma işi.
oydaş * Aynıdüşüncede, aynı inançta olan, hemfikir.
oydurma * Oydurmak işi.
oydurmak * Oymasını sağlamak.
oylama * Oy kullanma işi.
oylamak * Oya koymak veya oya sunmak.
oylamaya geçmek * oy verme işlemine başvurmak.
oylamaya koymak * bir toplantıdaki oy sayısını belirlemek, oy verilmesini istemek, oya sunmak.
oylanış * Oylamak işi veya biçimi.
oylanma * Oylanmak işi.
oylanmak * Oylamak işi yapılmak.
oyluk * Uyluk.
oylum * Hacim, cirim.
* İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.
* Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekân karşılığı.
oylum oylum * Oymalı, girintili çıkıntılı.
oylumlama * Resim ve heykel sanatında ögelere hacim duygusu ve biçim verme işi, modelâj.
oylumlamak * Resim ve heykelde ögelere oylum duygusu ve biçim vermek.
* Küçülterek yapmak.
oylumlu * Oylumu olan, hacimli.
* Büyük, geniş.
oyma * Oymak işi.
* Bir nesnenin yüzeyini özel araçlarla oyarak veya delerek türlü biçimler verme.
* Ağaç yongası.
* Oyularak yapılan süsleme.
* Oyularak yapılmış.
oyma akıl * Yer etmiş, uzun tecrübeler sonunda kabul görmüşnasihat.
oyma baskı * Çinko, bakır, tahta gibi levhalara kazıma ile yapılan, resimleri kâğıda basma tekniği.
oymacı * Oyma işleri yapan sanatçı, hakkâk.
oymacılık * Oyma yapma sanatı.
oymak * Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak.
* Kumaşgibi bir şeyi girintili bir biçimde kesmek.
oymak * Dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren, bir çok boydan oluşan, yapısındaki aileler arasında
toplum, ekonomi, din, kan veya evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleşik nitelikteki topluluk, aşiret.
* İzcilikte küçük birlik.
oymak * Hemen hemen benzer veya aynıtür yıldızlardan oluşmuş, Samanyolunun seyrek yapılı genç kümelerinden
her biri.
oymak oymak * Top top, küme küme.
oymakbaşı * Oymakların lideri, önde geleni.
* İzcilikte küçük birliklerin başı.
oymalı * Oymaları bulunan, oymalarla süslenmişolan.
oymalıyaprak * Meşe yaprağı gibi kenarları girintili çıkıntılı olan yaprak.
oynak * Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli.
* Hareket, canlılık veren.
* Değişken, kararsız.
* (kadın veya kız için) Davranışlarıağırbaşlı olmayan.
* Eklemlerin bükülüp doğrulmaya elverişli olan çeşidi, oynar eklem.
oynak kemiği * Diz kapağıkemiği.
oynakça * Oynak (bir biçimde), oynak olarak.
oynaklık * Oynak olma durumu.
* Oynakça davranış.
oynama * Oynamak işi.
oynama! * (olumsuz olarak) “oyalanma, gereği gibi yap, boşuna vakit geçirme!” anlamında kullanılır.
oynamak * Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma gibi amaçlarla bir şeyle uğraşmak.
* Herhangi bir tutku, ilgi veya oyalanma gibi sebeple bir şeye kendini vermek.
* Kımıldamak, hareket etmek.
* Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak dokunmak.
* Bir temsilde rol almak.
* Film gösterilmek.
* (tiyatro için) Sahneye konmak.
* Tedirgin etmek, rahatsız edici davranışta bulunmak.
* (eşya için) Herhangi bir parçasıkımıldamak, hareket etmek.
* (insan için) (olumsuz olarak) Gerekli görevini yapacak hareketten yoksun olmak.
* Sarsılmak, yeri değişmek.
* Sporla ilgili çalışmalara katılmak.
* Müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmak.
* Rastgele yön vermek, aldatmak.
* Herhangi birine karşıönemsemeyici davranışlarda bulunmak.
* Büyük bir ustalık, beceri ve kolaylıkla bir işi yapmak.
* Tehlikeye koymak.
* Değişiklik göstermek.
oynanış * Oynanmak işi veya biçimi.
oynanma * Oynanmak işi.
oynanmak * Oynamak işine konu olmak.
* Herhangi biri oynamak.
oynaş * Aralarında toplumca hoşkarşılanmayan ilişkiler bulunan kadın veya erkekten her biri.
oynaşlık * Oynaşın işi veya mesleği.
oynaşlık etmek * toplumda hoşkarşılanmayan ilişkilerde bulunmak.
oynaşma * Oynaşmak işi.
oynaşmak * Birbiriyle oynamak.
* Âşıktaşlık etmek.
oynatılma * Oynatılmak işi.
oynatılmak * Oynatmak işine konu olmak.
oynatım * Oynatmak işi.
* Sinema endüstrisinin, filmlerin seyircilere gösterilmesi işiyle uğraşan kolu.

Bir yanıt yazın