Kategoriler
SÖZLÜK Türkçe Sözlük Y

Türkçe Sözlük Y Sayfa 71

yülünmek * Yolunmak.
yün * Güzün kırkılan koyun tüyü.
* Genel olarak koyun tüyü.
* Genel olarak hayvan tüyünden yapılmış.
yünlü * Yünü olan.
* Yünden yapılmış.
* Yün kumaş.
* Yün kumaştan yapılmış.
yüpürmek * Telâşla öteye beriye koşmak.
Yüregir * Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.
yüreği ağzına gelmek * birdenbire çok korkmak, aşırıkorku veya sevinçten ziyadesiyle heyecanlanmak, endişelenmek.
yüreği ağzında * korku ve heyecan dolu bir durumda.
yüreği bayılmak * karnıçok acıkmak.
yüreği boğazına tıkanmak * sıkılmak, üzülmek, dertlenmek.
yüreği burkulmak * çok üzülmek, çok acıduymak.
yüreği cız etmek (veya cızlamak) * çok acımak, içi sızlamak.
yüreği çarpmak * kalp çarpmak veya çalışmak.
* coşku sebebiyle kalp hızlıhızlıçarpmak veya çalışmak.
* merak, kaygı, korku, heyecan gibi duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak.
yüreği dar * Çabuk sıkılan.
yüreği daralmak * sıkılmak, bunalmak, içi daralmak.
yüreği dayanmamak * acısına katlanamamak, çok acıduymak.
yüreği delik * Dertli.
yüreği dolu * Kinli, hınçlı.
yüreği ezilmek * üzülmek, acıduymak.
* açlık duymak.
yüreği ferahlamak (veya hafiflemek) * kaygıdan kurtulmak.
yüreği geniş * Hiçbir şeyi kendine tasa etmeyen.
yüreği götürmemek * dayanmamak, katlanamamak.
yüreği göz göz olmak * dert, acıve sıkıntıdan içi kabarmak, aşırıdertlenmek.
yüreği hop etmek (veya hoplamak) (veya oynamak) * birdenbire korkup heyecanlanmak.
yüreği kabarmak * içi sıkıntı ile dolup derin soluk alma gereğini duymak.
* midesi bulanmak.
yüreği kaldırmamak * dayanamamak, katlanamamak.
yüreği kalkmak * heyecanlanmak.
yüreği kan ağlamak * derinden acıduymak, çok üzülmek.
yüreği kanamak * aşırıüzüntüden sarsılmak.
yüreği kararmak * içine karamsarlık ve sıkıntıçökmek.
yüreği katı * Acınacak durumlar karşısında duygusuz kalabilen.
yüreği katılmak * ağlamaktan veya soğuktan nefesi tutulmak.
yüreği kaynamak * içinde birtakım şüphe ve endişe uyanmak.
yüreği oynamak * ansızın heyecanlanmak veya korkmak.
yüreği parça parça olmak * pek çok acımak.
yüreği parçalanmak * çok acımak.
yüreği parlamak * coşmak, heyecanlanmak.
yüreği pek * Yüreği katı.
* Yürekli.
yüreği rahatlamak * üzüntü ve kaygısıazalmak, kalmamak.
yüreği serinlemek * üzüntüsü bir dereceye kadar azalmak.
yüreği sıkılmak * içi sıkılmak.
yüreği sıkışmak (veya tıkanmak) * kalp atışları düzensiz olmak, sıkıntıduymak.
* bir meseleden dolayıaşırıüzülmek.
yüreği sızlamak * çok acımak, çok üzülmek.
yüreği soğumak * düşmanın bir felâkete uğramasına sevinmek.
yüreği şişmek * can sıkıcışeyler dinlemekten bunalmak.
yüreği temiz * Temiz yürekli, saf, iyi niyetli (kimse).
yüreği titremek * duygulanmak, endişe, korku duymak.
yüreği tükenmek (veya yürek tüketmek) * bir şeyi anlatmak için çok yorulmak.
yüreği ürpermek * çok korkmak.
yüreği yağbağlamak * istenilen bir şeyin olmasından ferahlık duymak.
yüreği yanık * Duygulu, hassas olan kimse.

Bir yanıt yazın