The moment I wake up
– Uyandığım an
Before I put on my makeup (makeup)
– Makyajımı yapmadan önce (makyaj)
I say a little prayer for you
– Senin için küçük bir dua ediyorum
And while combing my hair now
– Ve şimdi saçlarımı tararken
And wondering what dress to wear now (wear now)
– Ve şimdi ne giyeceğini merak ediyorum (şimdi giy)
I say a little prayer for you
– Senin için küçük bir dua ediyorum
(Forever) forever (forever) yeah
– (Sonsuza kadar) sonsuza kadar (sonsuza kadar) Evet
(You’ll stay in my heart and I will love you)
– (Kalbimde kalacaksın ve seni seveceğim)
(Forever) forever (and ever) ever
– (Sonsuza kadar) sonsuza kadar (ve hiç) hiç
(We never will part, oh, how I love you)
– (Asla ayrılmayacağız, oh, seni nasıl seviyorum)
(Together) together, (together) together
– (Birlikte) birlikte, (birlikte) birlikte
(That’s how it must be, to live without you)
– Olmalı, bir de sensiz yaşamak )
(Would only mean heartbreak for me) Ooh
– (Sadece benim için kalp kırıklığı anlamına gelir) Ooh
I run for the bus, dear
– Otobüse koşuyorum, tatlım.
When while riding I think of us, dear (us, dear)
– Ne zaman sürme sırasında bizi düşünüyorum, sevgili (biz, sevgili)
I say a little prayer for you
– Senin için küçük bir dua ediyorum
And at work I just take time
– Ve işte sadece zaman ayırıyorum
And all through my coffee break time (break time)
– Ve tüm kahve molası boyunca (mola zamanı)
I say a little prayer for you
– Senin için küçük bir dua ediyorum
(Forever) forever (forever) and ever
– (Sonsuza kadar) sonsuza kadar (sonsuza kadar) ve sonsuza kadar
(You’ll stay in my heart and I will love you)
– (Kalbimde kalacaksın ve seni seveceğim)
(Forever) forever (and ever) ever
– (Sonsuza kadar) sonsuza kadar (ve hiç) hiç
(We never will part, oh, how I love you)
– (Asla ayrılmayacağız, oh, seni nasıl seviyorum)
(Together) together, (together) together
– (Birlikte) birlikte, (birlikte) birlikte
(That’s how it must be, to live without you)
– Olmalı, bir de sensiz yaşamak )
(Would only mean heartbreak for me)
– (Sadece benim için kalp kırıklığı anlamına gelir)
Nobody but me
– Hiç kimse ama bana
(Forever) forever (and ever) ever
– (Sonsuza kadar) sonsuza kadar (ve hiç) hiç
(You’ll stay in my heart and I will love you)
– (Kalbimde kalacaksın ve seni seveceğim)
(Forever) forever (and ever) ever
– (Sonsuza kadar) sonsuza kadar (ve hiç) hiç
(We never will part, oh, how I love you)
– (Asla ayrılmayacağız, oh, seni nasıl seviyorum)
(Together) together, (together) together
– (Birlikte) birlikte, (birlikte) birlikte
(That’s how it must be to live without you)
– Yaşamak nasıl bir şey (sen olmadan )
(Would only mean heartbreak for me)
– (Sadece benim için kalp kırıklığı anlamına gelir)
My darling, believe me (believe me)
– Sevgilim, inan bana (inan bana)
For me there is no one but you
– Benim için senden başka kimse yok
Please love me true
– Lütfen beni gerçekten sev
I’m in love with you (answer my prayer)
– Sana aşığım (duama cevap ver)
Answer my prayer, baby (answer my prayer)
– Duama cevap ver bebeğim (duama cevap ver)
Say you’ll love me true (answer my prayer)
– Beni gerçekten seveceğini söyle (duama cevap ver)
Answer my prayer, baby (answer my prayer)
– Duama cevap ver bebeğim (duama cevap ver)
(Forever) forever (and ever) ever
– (Sonsuza kadar) sonsuza kadar (ve hiç) hiç
(You’ll stay in my heart and I will love you) ever
– (Kalbimde kalacaksın ve seni seveceğim)
(Forever) forever (and ever) ever
– (Sonsuza kadar) sonsuza kadar (ve hiç) hiç
(We never will part, oh, how I love you)
– (Asla ayrılmayacağız, oh, seni nasıl seviyorum)
(Together) together, (together) together
– (Birlikte) birlikte, (birlikte) birlikte
(That’s how it must be to live without you)
– Yaşamak nasıl bir şey (sen olmadan )
(Would only mean heartbreak for me)
– (Sadece benim için kalp kırıklığı anlamına gelir)
Oh, nobody but me
– Oh, benden başka kimse
My darling, believe me (believe me)
– Sevgilim, inan bana (inan bana)
For me there is no one but you
– Benim için senden başka kimse yok
Please love me true
– Lütfen beni gerçekten sev
This is my prayer (answer my prayer)
– Bu benim duam (duama cevap ver)
Answer my prayer now, baby (answer my prayer, baby)
– Şimdi duama cevap ver bebeğim (duama cevap ver bebeğim)
This is my prayer (answer my prayer, baby)
– Bu benim duam (duama cevap ver bebeğim)
Answer it right now, baby (answer my prayer, baby)
– Hemen cevap ver, bebeğim (duama cevap ver, bebeğim)
Say you’ll love me true (answer my prayer, baby)
– Beni gerçekten seveceğini söyle (duama cevap ver bebeğim)
This is my prayer, baby (answer my prayer, baby)
– Bu benim duam, bebeğim (duama cevap ver, bebeğim)
I’m in love with you (answer my prayer)
– Sana aşığım (duama cevap ver)
Aretha Franklin – I Say A Little Prayer İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.