No-no-Notorious, notorious (ah)
– Hayır-hayır-Kötü şöhretli, kötü şöhretli (ah)
No-no-Notorious
– Hayır-hayır-Kötü Şöhretli
I can’t read about it
– Bunu okuyamıyorum.
Burns the skin from your eyes
– Gözlerindeki cildi yakar.
I’ll do fine without it
– Onsuz idare ederim.
Here’s one you don’t compromise
– İşte ödün vermeyeceğin bir tane
Lies come hard in disguise
– Kılık değiştirmiş yalanlar zor gelir
They need to fight it out
– Savaşmaları gerekiyor.
Not wild about it
– Bu konuda vahşi değil
Lay your seedy judgments
– Keyifsiz yargılarınızı ortaya koyun
Who says they’re part of our lives?
– Hayatımızın bir parçası olduklarını kim söyledi?
You own the money
– Paranın sahibi sensin.
You control the witness
– Tanığı kontrol ediyorsun.
I’ll leave you lonely
– Seni yalnız bırakacağım.
Don’t monkey with my business
– İşime burnunu sokma.
You pay the prophets to justify your reasons
– Nedenlerini haklı çıkarmak için peygamberlere para ödüyorsun.
I heard your promise, but I don’t believe it
– Sözünü duydum ama buna inanmıyorum.
That’s why I’ve done it again
– Bu yüzden tekrar yaptım.
No-no-Notorious
– Hayır-hayır-Kötü Şöhretli
Girls will keep the secrets (uh)
– Kızlar sırları saklayacak (uh)
So long as boys make a noise
– Çocuklar ses çıkardığı sürece
Fools run rings to break up
– Aptallar ayrılmak için halkaları çalıştırıyor
Something they’ll never destroy
– Asla yok edemeyecekleri bir şey
Grand Notorious slam (bam)
– Büyük Kötü Şöhretli slam (bam)
And who really gives a damn for a flaky bandit?
– Lapa lapa bir hayduta gerçekten kim takar ki?
Don’t ask me to bleed about it
– Benden bu konuda kanamamı isteme.
I need this blood to survive
– Hayatta kalmak için bu kana ihtiyacım var.
You own the money
– Paranın sahibi sensin.
You control the witness
– Tanığı kontrol ediyorsun.
I’ll leave you lonely
– Seni yalnız bırakacağım.
Don’t monkey with my business
– İşime burnunu sokma.
You pay the prophets to justify your reasons
– Nedenlerini haklı çıkarmak için peygamberlere para ödüyorsun.
I heard your promise, but I don’t believe it
– Sözünü duydum ama buna inanmıyorum.
That’s why I’ve done it again
– Bu yüzden tekrar yaptım.
No-no-Notorious
– Hayır-hayır-Kötü Şöhretli
Notorious
– Kötü şöhretli
Notorious
– Kötü şöhretli
You own the money
– Paranın sahibi sensin.
You control the witness
– Tanığı kontrol ediyorsun.
I’ll leave you lonely
– Seni yalnız bırakacağım.
Don’t monkey with my business
– İşime burnunu sokma.
You pay the prophets to justify your reasons
– Nedenlerini haklı çıkarmak için peygamberlere para ödüyorsun.
I heard your promise, but I don’t believe it
– Sözünü duydum ama buna inanmıyorum.
You own the money
– Paranın sahibi sensin.
You control the witness
– Tanığı kontrol ediyorsun.
I’ll leave you lonely
– Seni yalnız bırakacağım.
Don’t monkey with my business
– İşime burnunu sokma.
You pay the prophets to justify your reasons
– Nedenlerini haklı çıkarmak için peygamberlere para ödüyorsun.
I heard your promise, but I don’t believe it
– Sözünü duydum ama buna inanmıyorum.
That’s why I’ve done it again
– Bu yüzden tekrar yaptım.
No
– Hayır
No-no
– Hayır-hayır
That’s why I’ve done it again (no)
– Bu yüzden tekrar yaptım (hayır)
(Notorious) yeah, that’s why I’ve done it again (no-no-notorious)
– Evet, bu yüzden tekrar yaptım (hayır-hayır-kötü şöhretli)
Yeah, that’s why I’ve done it again (no-, notorious)
– Evet, bu yüzden tekrar yaptım (hayır, kötü şöhretli)
(No-no-notorious) yeah, that’s why I’ve done it again
– Evet, bu yüzden tekrar yaptım.
No-, notorious
– Hayır, kötü şöhretli
No-no-Notorious
– Hayır-hayır-Kötü Şöhretli
Duran Duran – Notorious İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.