이른 아침 작은 새들 노랫소리 들려오면
– Sabahın erken saatlerinde, küçük kuşların şarkılarını duyduğunuzda
언제나 그랬듯 아쉽게 잠을 깬다
– Her zamanki gibi, üzülerek uyumak için uyanıyorum.
창문 하나 햇살 가득 눈부시게 비쳐오고
– Bir pencere güneş ışığıyla dolu.
서늘한 냉기에 재채기할까 말까 음
– Soğuk soğukta hapşırmak ya da hapşırmamak.
눈 비비며 빼꼼히 창밖을 내다보니
– Gözlerim parlarken pencereden dışarı bakıyorum.
삼삼오오 아이들은 재잘대며 학교 가고
– Sam-Sam-oh, çocuklar okşuyor ve okula gidiyorlar.
산책 갔다 오시는 아버지의 양손에는
– Yürüyüşe çıkan babanın iki elinde
효과를 알 수 없는 약수가 하나 가득 음
– Bilinmeyen bölen etkisi tam bir sestir
딸각딸각 아침 짓는 어머니의 분주함과
– Kızının sabahını inşa eden annenin telaşı.
엉금엉금 냉수 찾는 그 아들의 게으름이
– Soğuk su arayan oğlunun tembelliği
상큼하고 깨끗한 아침의 향기와
– Ferahlatıcı ve temiz sabah kokusu
구수하게 밥 뜸드는 냄새가 어우러진
– Pirinç yakı kokusu, pirinç yakı kokusu ile karışır
가을 아침 내겐 정말 커다란 기쁨이야
– Bir sonbahar sabahı benim için büyük bir sevinç.
가을 아침 내겐 정말 커다란 행복이야
– Bu sonbahar sabahı benim için büyük bir mutluluk.
응석만 부렸던 내겐
– Şımartıldım.
파란 하늘 바라보며 커다란 숨을 쉬니
– Mavi gökyüzüne bak ve büyük bir nefes al.
드높은 하늘처럼 내 마음 편해지네
– Yüksek bir gökyüzü gibi, yüksek bir gökyüzü gibi.
텅 빈 하늘 언제 왔나 고추잠자리 하나가
– Gökyüzü boş.
잠 덜 깬 듯 엉성히 돌기만 비잉비잉 음
– Uyuyacak mıyım emin değilim.
토닥토닥 빨래하는 어머니의 분주함과
– Annemin koşuşturması Todak Todak’ı yıkıyor
동기동기 기타 치는 그 아들의 한가함이
– Senkron güdü Gitarı oğlunun yedeğini dövüyor
심심하면 쳐대는 괘종시계 종소리와
– Sıkıldıysan, saat ziline ve saat ziline basabilirsin.
시끄러운 조카들의 울음소리 어우러진
– Gürültülü yeğenlerin çığlıkları ile karışmış
가을 아침 내겐 정말 커다란 기쁨이야
– Bir sonbahar sabahı benim için büyük bir sevinç.
가을 아침 내겐 정말 커다란 행복이야
– Bu sonbahar sabahı benim için büyük bir mutluluk.
응석만 부렸던 내겐
– Şımartıldım.
가을 아침 내겐 정말 커다란 기쁨이야
– Bir sonbahar sabahı benim için büyük bir sevinç.
가을 아침 내겐 정말 커다란 행복이야
– Bu sonbahar sabahı benim için büyük bir mutluluk.
뜬구름 쫓았던 내겐
– Yüzen bulutları kovalayan bana.
이른 아침 작은 새들 노랫소리 들려오면
– Sabahın erken saatlerinde, küçük kuşların şarkılarını duyduğunuzda
언제나 그랬듯 아쉽게 잠을 깬다
– Her zamanki gibi, üzülerek uyumak için uyanıyorum.
창문 하나 햇살 가득 눈부시게 비쳐오고
– Bir pencere güneş ışığıyla dolu.
서늘한 냉기에 재채기할까 말까 음
– Soğuk soğukta hapşırmak ya da hapşırmamak.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.