때 이른 봄 몇 송이 꺾어다
– Erken ilkbaharda, birkaç parça kırılır
너의 방 문 앞에 두었어
– Odanızın kapısına koydum.
긴 잠 실컷 자고 나오면
– Yataktan çıkınca uzun uyku
그때쯤엔 예쁘게 피어 있겠다
– O zamana kadar çok güzel çiçek açmış.
별 띄운 여름 한 컵 따라다
– Bir fincan yıldız yazını takip et
너의 머리맡에 두었어
– Başucunda koydum.
금세 다 녹아버릴 텐데
– Uzak eriyecek.
너는 아직 혼자 쉬고 싶은가 봐
– Hala yalnız mı dinlenmek istiyorsun?
너 없이 보는 첫 봄이 여름이
– Sensiz gördüğüm ilk bahar ve yaz
괜히 왜 이렇게 예쁘니
– Çok güzel neden mi?
다 가기 전에 널 보여줘야 하는데
– Gitmeden önce sana göstermem gerek.
음 꼭 봐야 하는데
– Peki, bunu görmek lazım.
내게 기대어 조각잠을 자던
– Bana yaslanıp bir kağıt parçası üzerinde uyuyordu.
그 모습 그대로 잠들었구나
– Olduğun gibi uyuyorsun.
무슨 꿈을 꾸니
– Rüyanda ne görüyorsun?
깨어나면 이야기해 줄 거지
– Uyandığımda söylerim.
언제나의 아침처럼 음
– Her zamanki gibi iyi sabahlar
빼곡한 가을 한 장 접어다
– Bir parça sonbahar katlayın
너의 우체통에 넣었어
– Posta kutunuza koydum.
가장 좋았던 문장 아래 밑줄 그어
– En iyi cümlenin altını çizin.
나 만나면 읽어줄래
– Benimle buluşursan, okurum.
새하얀 겨울 한 숨 속에다
– Beyaz bir kış nefesinde
나의 혼잣말을 담았어
– Kendi sözlerim vardı.
줄곧 잘 참아내다가도
– Her zaman katlansan bile.
가끔은 철없이 보고 싶어
– Bazen seni ütüsüz görmek istiyorum.
새삼 차가운 연말의 공기가
– Yıl sonu havası soğuk
뼈 틈 사이사이 시려와
– Kemik boşlukları arasında.
움츠려 있을 너의 그 마른 어깨를
– O yalın omuzlarını sık
꼭 안아줘야 하는데
– Sana sarılmaya ihtiyacım var.
내게 기대어 조각잠을 자던
– Bana yaslanıp bir kağıt parçası üzerinde uyuyordu.
그 모습 그대로 잠들었구나
– Olduğun gibi uyuyorsun.
무슨 꿈을 꾸니
– Rüyanda ne görüyorsun?
깨어나면 이야기해 줄 거지
– Uyandığımda söylerim.
언제나의 아침처럼 음
– Her zamanki gibi iyi sabahlar
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.