D’abord…
– Her şeyden önce…
D’abord, y’a l’aîné
– İlk olarak, yaşlı var
Lui qu’est comme un melon
– Kavun gibi
Lui qui a un gros nez
– Büyük bir burnu olan
Lui qui sait plus son nom, Monsieur, tellement qu’il boit
– Artık adını bilmeyen, Efendim, o kadar çok içiyor ki
Ou tellement qu’il a bu
– Ya da o kadar çok içti ki
Qui fait rien d’ses dix doigts
– On parmağıyla hiçbir şey yapmayan
Mais lui qui n’en peut plus
– Ama artık yapamayan
Lui qui est complètement cuit
– Tamamen pişmiş olan
Et qui s’prend pour le roi
– Ve kim kral olduğunu düşünüyor
Qui se soule toutes les nuits
– Her gece kimin umurunda
Avec du mauvais vin
– Kötü şarapla
Mais qu’on retrouve au matin
– Ama sabah bulduğumuz
Dans l’église, qui roupille
– Kilisede, hangi
Raide comme une saillie
– Çıkıntı gibi sert
Blanc comme un cierge de Pâques
– Paskalya mumu gibi beyaz
Et puis qui bal-bu-tie
– Ve sonra kim bal-bu-kravat
Et qui a l’œil qui divague…
– Başıboş bir gözü olan…
Faut vous dire, Monsieur
– Size söylemeliyim Efendim.
Que chez ces gens-là
– Bu insanların içinde
On n’pense pas, Monsieur
– Düşünmüyoruz Efendim.
On n’pense pas
– Düşünmüyoruz
On prie
– Dua ediyoruz
Et puis, y’a l’autre
– Ve sonra, diğeri var
Des carottes dans les cheveux
– Saçtaki havuçlar
Qu’a jamais vu un peigne
– Şimdiye kadar bir tarak ne gördü
Qu’est méchant comme une teigne
– Bir güve kadar iğrenç olan nedir
Même qu’il donnerait sa chemise
– Gömleğini verse bile
À des pauvres gens heureux
– Zavallı mutlu insanlara
Qui a marié la Denise
– Denise ile kim evlendi?
Une fille de la ville, enfin, d’une autre ville
– Şehirden bir kız, sonunda başka bir şehirden
Et que c’est pas fini
– Ve bunun bitmediğini
Qui fait ses p’tites affaires
– Küçük işini kim yapıyor
Avec son p’tit chapeau
– Küçük şapkasıyla
Avec son p’tit manteau
– Küçük paltosuyla
Avec sa p’tite auto
– Küçük arabasıyla
Qu’aimerait bien avoir l’air
– Ne iyi görünmek istiyorum
Mais qu’a pas l’air du tout
– Ama bu hiç görünmüyor
Faut pas jouer les riches
– Zenginleri oynama.
Quand on n’a pas le sou
– Bir kuruşumuz olmadığında
Faut vous dire, Monsieur
– Size söylemeliyim Efendim.
Que chez ces gens-là
– Bu insanların içinde
On n’vit pas, Monsieur
– Yaşamıyoruz Efendim.
On n’vit pas
– Biz yaşamıyoruz
On triche
– Hile yapıyoruz
Et puis, y’a les autres
– Ve sonra diğerleri var
La mère qui n’dit rien
– Hiçbir şey söylemeyen anne
Ou bien n’importe quoi
– Ya da bir şey
Et du soir au matin
– Ve akşamdan sabaha
Sous sa belle gueule d’apôtre
– Güzel havari ağzının altında
Et dans son cadre en bois
– Ve ahşap çerçevesinde
Y’a la moustache du père
– İşte babanın bıyığı
Qui est mort d’une glissade
– Slayttan ölen
Et qui regarde son troupeau
– Ve sürüsüne kim bakıyor
Bouffer la soupe froide
– Soğuk çorba yemek
Et ça fait des grands flchss
– Ve bu harika flchss yapar
Et ça fait des grands flchss
– Ve bu harika flchss yapar
Et puis y’a la toute vieille
– Ve sonra çok eski
Qu’en finit pas de vibrer
– Titreşmeyi bırakma
Et qu’on attend qu’elle crève
– Ve onun ölmesini bekliyoruz.
Vu que c’est elle qui a l’oseille
– Kuzukulağı olan o olduğuna göre
Et qu’on écoute même pas
– Ve dinlemediğimizi bile
C’que ses pauv’ mains racontent
– Çünkü avuçları anlatıyor
Faut vous dire, Monsieur
– Size söylemeliyim Efendim.
Que chez ces gens-là
– Bu insanların içinde
On n’cause pas, Monsieur
– Konuşmuyoruz Efendim.
On n’cause pas
– Bizde
On compte
– Sayıyoruz
Et puis
– Ve sonra
Et puis
– Ve sonra
Et puis y’a Frida!
– Bir de Frida var!
Qu’est belle comme un soleil!
– Güneş kadar güzel olan ne!
Et qui m’aime pareil
– Ve kim beni aynı şekilde seviyor
Que moi j’aime Frida!
– Frida’yı sevdiğimi!
Même qu’on se dit souvent
– Birbirimize sık sık söylediklerimiz bile
Qu’on aura une maison
– Bir evimiz olacağını
Avec des tas d’fenêtres
– Bir sürü seçenekle
Avec presque pas d’murs
– Neredeyse hiç duvar olmadan
Et qu’on vivra dedans
– Ve içinde yaşayacağız
Et qu’il f’ra bon y être
– Ve orada olmanın iyi olduğunu
Et que si c’est pas sûr
– Ya güvenli değilse?
C’est quand même peut-être
– Hala belki de
Parce que les autres veulent pas
– Çünkü diğerleri istemiyor
Parce que les autres veulent pas
– Çünkü diğerleri istemiyor
Les autres ils disent comme ça
– Diğerleri böyle diyor.
Qu’elle est trop belle pour moi
– Benim için çok güzel olduğunu
Que je suis tout juste bon
– Sadece iyi olduğumu
À égorger les chats
– Kedileri katletmek için
J’ai jamais tué d’chats
– Hiç kedi öldürmedim
Ou alors y’a longtemps
– Veya uzun zaman önce
Ou bien j’ai oublié
– Yoksa unuttum
Ou ils sentaient pas bon
– Veya koku hiç iyi
Enfin ils veulent pas
– Sonunda istemiyorlar.
Enfin ils veulent pas
– Sonunda istemiyorlar.
Parfois, quand on se voit
– Bazen birbirimizi gördüğümüzde
Semblant qu’c’est pas exprès
– Bilerek değilmiş gibi davranmak
Avec ses yeux mouillants
– Islanan gözleriyle
Elle dit qu’elle partira
– Bırakacak söylüyor
Elle dit qu’elle me suivra
– Beni takip edeceğini söylüyor.
Alors pour un instant
– Yani bir anlığına
Pour un instant seulement
– Sadece bir anlığına
Alors moi je la crois, Monsieur
– Ona inanıyorum efendim.
Pour un instant
– Bir anlığına
Pour un instant seulement
– Sadece bir anlığına
Parce que chez ces gens-là, Monsieur
– Çünkü bu insanlarda Efendim
On n’s’en va pas
– Bir yere gitmiyoruz
On s’en va pas, Monsieur
– Gitmiyoruz Efendim.
On s’en va pas
– Bir yere gitmiyoruz
Mais il est tard, Monsieur
– Ama geç oldu Efendim.
Il faut que je rentre
– Eve gitmem lazım
Chez moi
– Evde
Jacques Brel – Ces Gens-Là Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.