It’s four in the morning, the end of December
– Sabah, Aralık ayı sonuna daha 4.
I’m writing you now just to see if you’re better
– Şimdi sadece daha iyi olup olmadığını görmek için yazıyorum
New York is cold, but I like where I’m living
– New York soğuk, ama Yaşadığım yeri seviyorum
There’s music on Clinton Street all through the evening
– Bütün akşam Clinton Caddesi’nde müzik var.
I hear that you’re building your little house
– Küçük evini inşa ettiğini duydum.
Deep in the desert
– Çölün derinliklerinde
You’re living for nothing now
– Bir hiç uğruna mı yaşıyorsun
I hope you’re keeping some kind of record
– Umarım bir çeşit kayıt tutuyorsundur.
Yes, and Jane came by with a lock of your hair
– Evet, Jane de saçının teliyle geldi.
She said that you gave it to her
– Ona verdiğini söyledi
That night that you planned to go clear
– O gece temiz çıkmayı planladın.
Did you ever go clear?
– Hiç temize çıktın mı?
Ah, the last time we saw you you looked so much older
– Seni son gördüğümüzde çok daha yaşlı görünüyordun.
Your famous blue raincoat was torn at the shoulder
– Ünlü mavi yağmurluğun omzundan yırtıldı
You’d been to the station to meet every train
– Her trenle buluşmak için istasyona gitmiştin.
You came home without Lili Marlene
– Lili Marlene olmadan eve geldin.
And you treated my woman
– Ve sen benim kadınımı tedavi ettin
To a flake of your life
– Hayatının bir parçasına
And when she came back
– Ve ne zaman geri geldi
She was nobody’s wife
– O kimsenin karısı değildi
Well I see you there with the rose in your teeth
– Seni orada dişlerinde bir gülle görüyorum.
One more thin gypsy thief
– Başka bir sıska çingene hırsızı
Well I see Jane’s awake
– Jane’in uyandığını görüyorum.
She sends her regards
– Selamı var
And what can I tell you my brother, my killer
– Ve sana ne söyleyebilirim kardeşim, katilim
What can I possibly say?
– Ne diyebilirim ki?
I guess that I miss you, I guess I forgive you
– Seni özlüyorum, sanırım seni affediyorum sanırım
I’m glad you stood in my way
– Yoluma çıkmana sevindim.
If you ever come by here, for Jane or for me
– Eğer buraya Jane için ya da benim için gelirsen
Well your enemy is sleeping, and his woman is free
– Eh, düşman uyuyor ve onun kadını özgür
Yes, and thanks, for the trouble you took from her eyes
– Evet, ve teşekkürler, gözlerinden aldığın sorun için
I thought it was there for good so I never tried
– Sonsuza dek orada olduğunu düşündüm, bu yüzden hiç denemedim
And Jane came by with a lock of your hair
– Ve Jane saçından bir kilitle geldi
She said that you gave it to her
– Ona verdiğini söyledi
That night that you planned to go clear
– O gece temiz çıkmayı planladın.
Sincerely, L. Cohen
– Saygılarımla, L. Cohen
Leonard Cohen – Famous Blue Raincoat İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.