I’ve seen you change the water into wine
– Suyu şaraba çevirdiğini gördüm.
I’ve seen you change it back to water, too
– Onu tekrar suya dönüştürdüğünü de gördüm.
I sit at your table every night
– Her gece masanda oturuyorum.
I try but I just don’t get by with you
– Deniyorum ama seninle geçinemiyorum.
I wish there was a treaty we could sign
– Keşke imzalayabileceğimiz bir antlaşma olsaydı.
I do not care who takes this bloody hill
– Bu lanet tepeyi kimin aldığı umurumda değil.
I’m angry and I’m tired all the time
– Kızgınım ve her zaman yorgunum
I wish there was a treaty,
– Bir antlaşma olmasını dilerdim ,
I wish there was a treaty
– Bir antlaşma olmasını dilerdim
Between your love and mine
– Aşkın ve benimki arasında
Ah, they’re dancing in the street it’s jubilee
– Sokakta dans ediyorlar. jubilee.
We sold ourselves for love but now we’re free
– Kendimizi aşk için sattık ama şimdi özgürüz.
I’m so sorry for that ghost I made you be
– Seni yarattığım hayalet için çok üzgünüm.
Only one of us was real and that was me
– Sadece birimiz gerçekti ve o da bendim.
I haven’t said a word since you been gone
– Senden yana bir söz henüz söylemediğim gitti
That any liar couldn’t say as well
– Herhangi bir yalancı da söyleyemezdi.
I just can’t believe the static coming on
– Bu parazitin ortaya çıktığına inanamıyorum.
You were my ground, my safe and sound
– Sen benim topraklarımdın, sağ salim
You were my Ariel
– Sen benim Ariel’imdin.
Ah, the fields are crying out it’s jubilee
– Ah, tarlalar haykırıyor bu jübile
We sold ourselves for love but now we’re free
– Kendimizi aşk için sattık ama şimdi özgürüz.
I’m so sorry for that ghost I made you be
– Seni yarattığım hayalet için çok üzgünüm.
Only one of us was real and that was me
– Sadece birimiz gerçekti ve o da bendim.
I heard the snake was baffled by his sin
– Yılanın günahından şaşkına döndüğünü duydum.
He shed his scales to find the snake within
– İçindeki yılanı bulmak için terazilerini döktü
But born again is born without a skin
– Ama yeniden doğmuş bir cilt olmadan doğar
The poison enters into everything
– Zehir her şeye girer
And I wish there was a treaty we could sign
– Keşke imzalayabileceğimiz bir antlaşma olsaydı.
I do not care who takes this bloody hill
– Bu lanet tepeyi kimin aldığı umurumda değil.
I’m angry and I’m tired all the time
– Kızgınım ve her zaman yorgunum
I wish there was a treaty,
– Bir antlaşma olmasını dilerdim ,
I wish there was a treaty
– Bir antlaşma olmasını dilerdim
Between your love and mine
– Aşkın ve benimki arasında
Leonard Cohen – Treaty İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.