Il mio corpo ha una storia di paura addosso
– Vücudumun üzerinde korku hikayesi var.
E lo vedo chiaramente in ogni gesto
– Ve bunu her jestte açıkça görüyorum
Come quando ho smesso di parlare
– Konuşmayı bıraktığım zamanki gibi.
Nell’esatto modo in cui si chiude un rubinetto
– Bir musluğu kapatmanın tam yolu
Il mio corpo ha una storia che si ripresenta
– Vücudumun tekrar eden bir hikayesi var.
E lo ascolto come guardo una finestra aperta
– Ve açık bir pencereye bakar gibi dinliyorum
L’ho lasciato fermo dentro al letto, fermo dentro
– Onu yatakta, yatakta bıraktım.
Come in una una busta di una lettera
– Bir mektubun zarfındaki gibi
E l’ho vestito tutti i giorni in un modo diverso
– Ve onu her gün farklı bir şekilde giydirdim.
E poi mi sono abituato a viverci attraverso
– Ve sonra bunu yaşamaya alıştım.
E l’ho sentito urlare: “Vivimi, vivimi, vivimi”
– Ve çığlık attığını duydum: “Beni Yaşa, Beni Yaşa, Beni yaşa”
“Ti prego, bruciami come fiammiferi”
– “Lütfen beni kibrit gibi yak”
Ho gli occhi così assenti
– Gözlerim çok eksik
Che tu mi dici: “Quasi non esisti”
– Bana söylediğin şey: “Neredeyse yoksunsun”
Ho gli occhi così persi
– Gözlerim çok kayıp
Come buttare due monete per caso in mezzo a un prato
– Bir çayırın ortasında kazayla iki bozuk para nasıl atılır
Piccoli movimenti
– Küçük hareketler
La vaga percezione di una vita fuori
– Dışarıdaki bir hayatın belirsiz algısı
Fammi capire se mi senti, mi vedi
– Beni duyarsan haber ver, gör.
Chiama forte il mio nome
– Adımı yüksek sesle söyle
Fai qualcosa di estremo
– Aşırı bir şey yap
O ricommetto l’errore
– Ya da hatayı tekrar ediyorum
Stare nascosto nel mio corpo
– Vücudumda saklı kal
Stare nascosto
– Gizli kal
Il mio corpo è una casa che mi porto addosso
– Bedenim üzerimde taşıdığım bir ev
Sopra i muri ha scritto quello che è successo
– Duvarların üstünde ne olduğunu yazdı.
L’ho buttato sopra una poltrona senza cura
– Umursamadan bir koltuğun üzerine attım.
Come fosse di un’altra persona
– Bir başkasınınki gibi
E l’ho spogliato e dato al vento come una bandiera
– Ve onu soydum ve bir bayrak gibi rüzgara verdim
L’ho aperto e chiuso come avesse dietro una cerniera
– Onu açtım ve arkasında bir fermuar varmış gibi kapattım
E l’ho sentito urlare: “Vivimi, vivimi, vivimi”
– Ve çığlık attığını duydum: “Beni Yaşa, Beni Yaşa, Beni yaşa”
“Ti prego, bruciami come fiammiferi”
– “Lütfen beni kibrit gibi yak”
Ho gli occhi così assenti
– Gözlerim çok eksik
Che tu mi dici: “Quasi non esisti”
– Bana söylediğin şey: “Neredeyse yoksunsun”
Ho gli occhi così persi
– Gözlerim çok kayıp
Come buttare due monete per caso in mezzo a un prato
– Bir çayırın ortasında kazayla iki bozuk para nasıl atılır
Piccoli movimenti
– Küçük hareketler
La vaga percezione di una vita fuori
– Dışarıdaki bir hayatın belirsiz algısı
Fammi capire se mi senti, mi vedi
– Beni duyarsan haber ver, gör.
Chiama forte il mio nome
– Adımı yüksek sesle söyle
Fai qualcosa di estremo
– Aşırı bir şey yap
O ricommetto l’errore
– Ya da hatayı tekrar ediyorum
Stare nascosto nel mio corpo
– Vücudumda saklı kal
Stare nascosto
– Gizli kal
Stare nascosto nel mio corpo
– Vücudumda saklı kal
Stare nascosto
– Gizli kal
Michele Bravi – Storia del mio corpo İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.