Igår när jag var ute på krogen
– Dün barda dışarıdayken
Så träffa jag Jesus
– Bu yüzden İsa ile tanıştım
Han satt där och tog en öl helt själv
– Orada oturdu ve tek başına bir bira içti
Jag samla mod och jag drog ett djupt andetag och gick fram och sa “jag behöver hjälp”
– Cesaret topladım ve derin bir nefes aldım ve ileri yürüdüm ve “Yardıma ihtiyacım var” dedim.
Jag sa hörru du
– Sana söylemiştim
Kan du hälsa Gud?
– Tanrı’ya merhaba diyebilir misin?
Att jag har en fråga som är rätt akut
– Oldukça akut bir sorum var
Jag har försökt ringa
– Aramayı denedim
Men får inget svar
– Ama cevap alamadım
Vet inte om han hör, så
– Beni duyuyor mu bilmiyorum.,
Kan du hälsa Gud att jag behöver lite framtidstro?
– Tanrı’ya geleceğe biraz inanmam gerektiğini söyleyebilir misin?
Någonting som ger mitt arma hjärta lite lugn och ro
– Zavallı kalbime biraz huzur ve sessizlik veren bir şey
Sorry om jag stör, men världen är ju helt jäkla körd
– Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama dünya boktan.
Jag bjussar på en öl
– Seni bir bira içmeye davet ediyorum.
Om du kan hälsa Gud att vi behöver bara lite hopp
– Eğer Tanrı’ya söyleyebilirsen, sadece biraz umuda ihtiyacımız var.
Lite mindre krig och svält och fattigdom och hat och sånt
– Biraz daha az savaş, açlık, yoksulluk, nefret falan
Varför är man här, om livet är en enda misär?
– Hayat bir sefaletse, neden buradasın?
Ja, kan du hälsa Gud det här?
– Bunu Tanrı’ya anlatabilir misin?
Jag tog ett glas och lugnade ner mig
– Bir içki aldım ve sakinleştim
Så snälla jag ber dig
– Bu yüzden lütfen sana yalvarıyorum
Jag börjar bli ganska desperat
– Çaresizleşmeye başlıyorum.
Jag har försökt ringa
– Aramayı denedim
Men får inget svar
– Ama cevap alamadım
Vet inte om han hör, så
– Beni duyuyor mu bilmiyorum.,
Kan du hälsa Gud att jag behöver lite framtidstro?
– Tanrı’ya geleceğe biraz inanmam gerektiğini söyleyebilir misin?
Någonting som ger mitt arma hjärta lite lugn och ro
– Zavallı kalbime biraz huzur ve sessizlik veren bir şey
Sorry om jag stör, men världen är ju helt jäkla körd
– Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama dünya boktan.
Jag bjussar på en öl
– Seni bir bira içmeye davet ediyorum.
Om du kan hälsa Gud att vi behöver bara lite hopp
– Eğer Tanrı’ya söyleyebilirsen, sadece biraz umuda ihtiyacımız var.
Lite mindre krig och svält och fattigdom och hat och sånt
– Biraz daha az savaş, açlık, yoksulluk, nefret falan
Varför är man här, om livet är en enda misär?
– Hayat bir sefaletse, neden buradasın?
Ja, kan du hälsa Gud det här?
– Bunu Tanrı’ya anlatabilir misin?
Ah-ah-ah-ah-ahhh-ah-ah-ah
– Ah-ah-ah-ah-ahhh-ah-ah-ah
Oo-oo-ooo
– Oo-oo-ooo
Kan du hälsa att han måste göra nått innan det är för sent?
– Çok geç olmadan bir şeyler yapması gerektiğini söyler misin?
Ja, kan du hälsa honom det?
– Evet, ona söyleyebilir misin?
Och kan du hälsa att han borde visa lite mer?
– Biraz daha göstermesi gerektiğini söyleyebilir misin?
Om han faktiskt finns för jag kan tvivla på de som du vet
– Eğer gerçekten var ise, çünkü bildiklerinden şüphe edebilirim
Världen är så galen nu, så ge mig gärna nånting konkret
– Dünya şimdi çok çılgın, bu yüzden lütfen bana somut bir şey ver
Ja, kan du hälsa honom det?
– Evet, ona söyleyebilir misin?
Ah-ah-ah-ah-ahhh-ah-ah-ah
– Ah-ah-ah-ah-ahhh-ah-ah-ah
Oo-oo-ooo
– Oo-oo-ooo
Kan du hälsa att han måste göra nått innan det är för sent?
– Çok geç olmadan bir şeyler yapması gerektiğini söyler misin?
Ja, kan du hälsa honom det?
– Evet, ona söyleyebilir misin?

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.