Beyond the horizon of the place we lived when we were young
– Gençken yaşadığımız yerin ufkunun ötesinde
In a world of magnets and miracles
– Mıknatıslar ve mucizeler dünyasında
Our thoughts strayed constantly and without boundary
– Düşüncelerimiz sürekli ve sınır tanımadan saptı
The ringing of the division bell had begun
– Tümen zilinin çalması başlamıştı.
Along the long road and on down the causeway
– Uzun yol boyunca ve geçidin aşağısında
Do they still meet there by the Cut
– Hala orada Kesimle buluşuyorlar mı
There was a ragged band that followed in our footsteps
– Ayak izlerimizi takip eden düzensiz bir grup vardı
Running before time took our dreams away
– Zamandan önce koşmak hayallerimizi alıp götürdü
Leaving the myriad small creatures trying to tie us to the ground
– Bizi yere bağlamaya çalışan sayısız küçük yaratığı bırakmak
To a life consumed by slow decay
– Yavaş çürüme tarafından tüketilen bir hayata
The grass was greener
– Çimenler daha yeşildi
The light was brighter
– Işık daha parlaktı
With friends surrounded
– Arkadaşlarla çevrili
The nights of wonder
– Merak geceleri
Looking beyond the embers of bridges glowing behind us
– Arkamızda parlayan köprülerin közlerinin ötesine bakmak
To a glimpse of how green it was on the other side
– Diğer tarafta ne kadar yeşil olduğuna bir göz atmak için
Steps taken forwards but sleepwalking back again
– İleriye atılan adımlar ama tekrar uyurgezerlik
Dragged by the force of some inner tide
– Bazı iç gelgitlerin gücü tarafından sürüklendi
At a higher altitude with flag unfurled
– Bayrak açılmış daha yüksek bir rakımda
We reached the dizzy heights of that dreamed of world
– Hayal edilen dünyanın baş döndürücü zirvelerine ulaştık
Encumbered forever by desire and ambition
– Sonsuza dek arzu ve hırsla kuşatılmış
There’s a hunger still unsatisfied
– Hala tatminsiz bir açlık var
Our weary eyes still stray to the horizon
– Yorgun gözlerimiz hala ufka sapıyor
Though down this road we’ve been so many times
– Bu yolun aşağısında çok kez olsak da
The grass was greener
– Çimenler daha yeşildi
The light was brighter
– Işık daha parlaktı
The taste was sweeter
– Tadı daha tatlıydı
The nights of wonder
– Merak geceleri
With friends surrounded
– Arkadaşlarla çevrili
The dawn mist glowing
– Şafak sisi parlıyor
The water flowing
– Akan su
The endless river
– Sonsuz nehir
Forever and ever
– Sonsuza dek
![](https://www.cevirce.com/lyrics/wp-content/uploads/2022/11/pink-floyd-high-hopes-live-i̇ngilizce-sozleri-turkce-anlamlari-1.jpg)
Pink Floyd – High Hopes (Live) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.